Kisi ezik yahut sunepe olmadigi halde yalnizligi seciyorsa kesinlikle mantikli bir tercih yapiyodur. ben daha kendime zor vakit ayiriyorum baskalariyla nasil ugrasayim.
Tanim:Insani dis dunyasindan soyutlayip kendi ickne yonelip kendisine fayda saglamak uzere yaptigi tercih.
hergün yaşadığım senaryolar.sabahın 8'de aracı muaneye götürdüm.canım aşırı sıkkındı çünkü aracında basit parçalarına tam 400 lira masraf yaptım, aşık olduğum kızla aylardır konuşmuyordum.tamamen platoniktik.benim asosyal olup onun sosyal bir varlık olması bile aramızda ki uçurumu gözler önüne sermeye yetiyordu.migrosa gidip iki tuborg extra aldım ve 1 paket kırmızı kısa lm.odamdayım.mutlu değilim.yıllardır bu şekilde yaşıyorum.hayatımın geri kalanını görmek istemiyorum.
telefondan gelen bildirim seslerine karşı aşırı duyarlı bir hale gelecek şekilde evrilmiştir öyle ki telefonu sessize almadan uyuyamaz .
mesaj dediysek bildirim mesajları canım.
evin muhtelif yerlerine bırakılmış kullanılmış bardak, kirli tabak, çıkarılmış çorap gibi şeylere 'yeter artık ya, hep senin götünümü temizleyeceğim, azcık işlere yardım et!' diyerek çemkirecek hiç kimse olmaması nedeniyle bu rahatlatıcı eylem yerine 'hay amk, nası toplanacak bu ev ya? neyse yarın bakarız.' demek zorunda kalma halidir.
iyi yanları ile kötü yanları kapışır yalnızlığa alışmış insan olmanın. hangisi daha iyi diye net karar veremiyorum. yalnızlığa alışmış bir insanım galiba.
hayata karşı yenik düşmüş, kendi köşesine çekilmiş insandır. sakinlikten yanadır. böyle tipler genellikle denize yakın yerlerde köylerde yaşarlar ifenim.
kanser gibi biraz. lanetli gibi.
evde çıplak gezmeye, duşa/tuvalete kapı açık girmeye, istediği saatte uyanmaya/uyumaya/sokağa çıkmaya, evin sessizliğine alışmaktır.
ama sonra aynı anda evin sessizliğinden, boşluğundan sıkılmaktır.
bok gibi bir şey lan yalnızlığa alışmış insan olmak.
şartlı sevmelere bunu yaparsan bırakır giderim gibi sorulara defol git yanıtını verebilen kimse. aşık olduğunda aşık olduğu kişiyi değil o hisleri sevdiğini bilir , bu yüzden birine aşık olsa da söylemez , söylemek istemez.
o kadar yalnızdır ki insanlar ona onu sevdiklerini söylediklerinde inandırıcı gelmez. sarf edilen sevgi sözcükleri onu rahatsız etmeye başlar. kendisine uludağ sözlük'te nice bol entrylerle diyorum, çünkü yapacak hiçbir şeyi kalmamıştır.
Gece gece sevgilisiyle konuşmak yerine sözlüğe gelen, başlıklara mal mal bakan insandır.
Facede sürekli felsefi şeyler yazar. Çok fazla fotoğrafı yoktur.
O kadar yalnızdır ki yalnız olduğunu beyan etme ihtiyacı bile duymaz.
Zira artık üstünden başından akmaktadır yalnızlık ishal olmuş bebek misali.
Yalnızlığa asla alışamaz hiçbir insan bi süre sonra bunalıma girer ama ona tecrube katmıştır bu olay daha objektif bakar bilime yaklaşır filozof bile yapar insanı.
Olaylara daha objektif bakabilen insan olmuştur. Çünkü yaşadığı toplum onu derdi paylaşılmaz, güvenilir insanların sohbetinin var olmadığı bir dünyanın gerçekliği ile karşı karşıya bırakmıştır.
hayatına bir kadın / erkek girmesinden korkan, nasıl altından kalkarım düşüncesine sahip kişidir. büyük ihtimalle hiç sevgilisi olmamış, ömrü boyunca yalnız olan kişidir. bir sevgiliyi nasıl sahipleneceğini bilmez, acemiliğinden dolayı sevgili edinmekten kaçınır.
terk edilmeye alışmış insandır.kuduz bir köpek kadar yalnızım sözlük.
--spoiler--
Yalnızlık gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir. Isınmak için güneşin doğmasını beklersin ama o güneş hiçbir zaman doğmaz. Yalnızlık bulmadığın sevgiyi başka yerlerde aramak gibidir. Ne yaparsan yap onu bulamayacağını bilirsin ama yine de denemekten vazgeçmezsin. Onun boşluğunu hep başka şeylerle doldurmaya çalışırsın. Yalnızlık aynı havayı soluyupta bi türlü yan yana olamamak gibidir. Aldığın her nefeste Onun kokusunu duymak istersin ama yapamazsın. Aldığın her nefes ciğerini acıtmaya başlar. Yalnızlık dediğin eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır. Sol kaburgam bile firar etti bedenimden. Aradan geçen zaman bile yetmiyor unutmaya.
Ettiğimiz kavgaları bile özlüyorum. Saçlarını okşamayı, ellerini tutmayı, aniden boynuna sarılmayı, bana bakışını, karşımda duruşunu, hatta arkasını dönüp yatışını bile.. Ona yavaşça sokulmak, sessizce sarılmak, omuzlarından tutup sımsıkı kendine çekmek.
--spoiler--