yalnızlık, hasta insanlardan bir kaçıştır demişti nietzsche. adam haklı. yalnı aslında hiçlikten kaçıştır, aynı zaman da hiçliğe koşuştur. yalnız bir insan neden yalnızdır? ya bu ona dinginlik sağlıyordur yada başka çaresi yoktur. bunlardan biri hiçlikten kaçış iken diğeri hiçliğe koşuşa örnektir.
sırt çantasını her daim hazır. yollarla barışık. yalnızlığa alışık.
sessizlik onundur
kimsesizlik onunla.
kalabalıklar bazen korkutur.
tehlikelidir çünkü sürekli "ben"likle başbaşa kaldığı için
bencilleşebilir.
rahata ve dağınıklığa alışır.
rutinleri vardır, uyur, koltuktan koltuğa atar kendini,
rutinleri yoktur bazen aç ve uykusuz kalsa da olur. zaten tetikleyici bir etken de yok.
birinin herşeyi olmaktansa kimsenin hiçbirşeyi olmayı tercih etmektir.
pencereden insanları, hayatı izlemektir.
konuşmayı bile unutur, uzun anlatımlar onu yorar hem konuşmacı olarak hem dinleyici olarak.
tahammülsüzlüktür çoğu zaman, her şey yormuştur çünkü.
azalarak artmaktır, ya da çoğalarak azalmak.
güçlenmektir...
ya da zaman zaman toplu iğne başı kadar kendini küçük hissetmek.
yanlızlığın dikalası adamdır. evet o kadar yalnızlığa alışmıştır ki kendisinden hoşlanan, aşık olan birisiyle başlamaya korkar, yalnızdır bir kere. böyle sürüp gider. yalnız kalabalıklar, kalabalık yalnızlıklar oluşur.