yalnızlığın depresyonla beraber hüküm sürdüğü anlardan kurtulmak için yapılması gerekenlerdir. zannedildiği gibi insanlarla bağını koparmamak, haftasonlarında milletle takılmak, sevgilnie daha çok zaman ayırmak vb şeyler değildir. 22 yıllık tecrübelerim bana yalan söylemiyorsa (ki hiçbir zaman yalan söylemez) bunun sadece bir yolu vardır. yeni bir başlangıçtır. atalarımın yöntemi bu konuda işe yarardır.
bazılarına göre olmayan yollar ya da tercih edilmeyen yollardır. kimisi sever yalnızlığı, kalabalıklardır onu yalnız kılan. o yüzden şikayetçi değildir, kendince meşgaleleri vardır. hal böyle olunca arayış içine girmez ve yalnızlığıyla sevişir.
Bir meşgale bulmak işe yarar. 20 dakika gibi kısa sürelerle yavaş yürümek işe yarar. Müzik dinlemek yararlı değildir, zira kendisini daha çok üzebilir. Evcil hayvan almak çok işe yarar. Bir muhabbet kuşu mesela.
evcil hayvan beslemektir ama bir yere kadar! bu da alışkanlık yapıyor ve artık insanlar size itici gelmeye başlıyor. her şeyiniz o hayvanlar oluveriyor. yapmayın...
Kesin bir dille söylenebilir ki yalnızlıktan kurtulmanın yolu yoktur. içimizde bir yerlerde, kafamızın ta ortasında bir siyah nokta karanlık bir yer var. Biz bile el süremeyiz bazen ona, bizde ama bizden bağımsız yerdir orası; dokunulmaz, görünmez ancak bilinir. Zira bununla doğduk ve bununla öleceğiz. Bir düşünün: Kafamızı yastığa gömüp ağlarken, en karanlığında gecenin, ıkınırken tuvalette, rüyalarımızda, öfkelerimizde yalnızız... Yaratılışımız bu bizim ve sahibi olduğunu düşündüğümüz bedende ya da ruhta bilemediğimiz anlatamadığımız yerlerin varlığıyla öleceğiz çünkü; ölürken de yalnızız. Dolayısıyla olmayan yola sapmanın saçmalığı üzerine konuşmaya gerek yok. Arada sırada bunu bastırmak , unutmak hoş ama ; insanlığa tek başına lığın bazen müthiş bir şey olduğu anlatılmalıdır. Çünkü; insanlar yalnızlıktan korkuyorlar. Soğukta üşüyen koyunlar gibi sıkışıyorlar, kalabalıklaşıyorlar. Yalnızlığı yeren anlamsız masallar silsilesi son bulmalı artık; insanlık benliğiyle, düşünceleriyle, duygularıyla, etiyle ve kemiğiyle kendi kendisiyle karşı karşıya kalmayı , bu cesareti göstermeyi öğrenebilmeli. Yoksa korkuyor mu insanlar kendisiyle konuşacak bir şeyi olmamasından? Boş ve sığ düşüncelerinden mi korkuyor insanlar yoksa? Ticarileşmiş ve dikte edilmiş duygularından mı çekiniyor ? Bilinmez...
yalnızlıktan kurtulmak için aranılan çözumler ve çözumlere ulaştıktan hemen sonra yalnızlıga ne kadar alıştıgın aslında yalnızlık mutluluktur dedıgın an.