Üzücüdür. Ben ağlayamıyorum o yeteneğimi kaybedeli uzun zaman olmuş. Onun yerine insanların fotoğraflarına, yapay veya gerçek mutluluklarına bakıp hislerini anlamaya çalışıyorum hafif bi heyecan oluyor ,onlar adına seviniyorum.
Artık yalnızlığın son demlerine gelmiş bünyenin gerçekleştirdiği eylemdir. Öyle bir noktaya gelirsiniz ki ağlamaktan başka çareniz kalmaz, yalnızlığın dışa vurumudur bu aslında. Bu gibi anlarda farkına varır insan çevresindekilerin değerini; en çok da annenin.
kapandıkça kapanır.açılmak istemez.kapısını çalmasınlar, sormasınlar halini hatrını, herkes unutsun beni, annem bile gülsün eğlensin, hayat aksın bir ben kalayım dingin, dingin ve kelek halidir. kelek evet kelek, olmamışım ben eksik kalmışım, ruhumun bir parçası eksik olamıyorum diğerleri gibi ya çok iyiyim ya çok kötü.ama tek bir şey biliyorum ki yalnızım evet yalnız.
kimse gelmeyecek benim cenazeme.adı sanı bilinmeyen bir yere gömüverecekler beni.kabrimde bile yalnız olacağım.ziyarete gelen hiçkimse olayacak.ebediyyen yalnız kalacağım.dünya öbür tarafta ben bu tarafta.hiç buluşamayacağız ortada.
diğer bir boyutu aslında; yalnız kalınca, iç yalnızlığından dolayı ağlamaktır. gönlünün yalnızlığından, seni anlayamayanlardan veya anlatamadıklarından dolayı , yalnızlıktan ağlamaktır. ulu orta söylemiş gibi olmasakta , bilinen bir şey aslında; erkek, morali bir hayli bozuk ve anlatacağı, paylaşacağı, kişi veya kişiler, alanlar , mecralar yoksa, bulamadıysa, ağlar. hemde o biçim. ağlamak güçsüzlük değildir. çünkü insan her zaman, hiçbir şeyi olmadığı, aciz kaldığı için ağlamaz. kimseden medet ummadan, rahatlamak için bir liman kapısı olarak gördüğü için ağlar.