yalnızlık vs tek başınalık vs boşluk

entry3 galeri0
    1.
  1. Sessizlik ve kendi başına kalmak konseptlerinin içini bazen farklı doldurabiliyoruz sanırım. Kültürel enstantaneler de bu bakış açımızı destekleyebiliyor pek tabi...

    Sessizliğin hakim olduğu alanlarda "cenaze evi gibi" ya da "kız çocuğu oldu" minvalindeki cümleler de; sessizliğin ancak bir yas ile gelebileceği inanışından doğsa gerek. Ya ölümle gelen... Ya da ataerkil dünyayla oğlan yerine kız olarak buluşma ile gelen...

    Kendi başına kalmak da bir diğer tarafı sanki bunun... Çoğu zaman yalnız yani yalın olma hali ile (bir deneyimde) tek başına olma halini birbirine karıştırabildiğimizi düşünüyorum. Hâlbuki insan tek başınayken yeryüzündeki bütün canlılarla bağlantısının farkında olarak yol alabilir... Keza insan kalabalıklar içinde de yalnız olabilir ve ne o kalabalık ne o gürültü yalnızlığın çığlığını bastıramaz...

    Bazen kendi içindeki sesi yakalayabilmek için sessizlik gerekir. Ve o sessizlikte dalga dalga gelen seslere kapılmadan sadece tek başına durabilmeyi ve bunu yaparken de ortak insanlıktan beslenebilmeyi...

    """"Hindu felsefesinde çok anlatılmış bir anekdotta, ki bu aynı şekilde Budizm e air bir alıntı da olabilirdi, bir öğrenci öğretmenine, Brahman'ın, yani dünyanın ruhunun ne olduğunu açıklayıp açıklayamayacağını sorar. Öğretmen soruyu duyduktan sonra sessiz kalır. Öğrenci cevaben tek bir kelime almaksızın iki üç kez daha sorusunu yineler. En sonunda öğretmen ağzını açar ve der ki: " ben bunu sana şu an öğretiyorum ama sen dinlemiyorsun....

    Cevap evet sessizliktir..."""

    Bu anekdota bir de ben ekleme yapayım. Bazen cevap kendi başına kalındığında karşılaşılan sessizliktir... Telefon, kitap, müzik, sohbet, film, sosyal medya olmadan... Hele böylesine derin bir sessizliğe birçok yoldaş birlikte ama tek başına oturursanız tadından yenmez....

    inzivaları özleyen yanıma selam olsun...
    2 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. ayrı ayrı tecrübeler. hepsi katkı sunar insana.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük