sikkofieldın bi yazısında okumuştum. şerefsiz çok damardan yazıyo. bu tanımı gördüm. daha ötesi var mı tanımın dedim. bi kaç ay yalnız kaldığımda anladım. gitsinler diye dört gözle beklediğim annemle babam tatildeydi bende evde dersane ayağına kalıyodum. bir gün iki gün o hayalini kurduğum yalnızlık ne meret şeymiş o zamanlar anladım. duygu yüklü cümleler kuramayan ben aradım anne seni çok özledim dedim. bu tanımı okuduktan sonra aradım hemde. tuvalette kapıyı açık bırakıp düşündükten bilgisayarın başına geçip adamın bu tanımını gördükten sonra aradım. sevgili dediğim piçosman ben uyumadan uyumuyodu arayıp kontrol ediyodu yahu diyodum bu adam harbi değişti artık güvenebilirim sanırım. sonradan anladım ki ailenden başka hiç kimse senin bıraktığın kapı aralığını önemsemez bir süre sonra. ayrıldık. aylar oldu. yalnızım bu gece. tuvalete gittim kapıyı açık bıraktım bilhassa, tırstım. nerde o korkan sevgili? yoktur. olmayacaktır. çünkü kimse seni doğurandan daha çok korkmayacaktır, üzerine titremeyecektir. bunu anladım.