Dikkat ediniz!
Farklı olmayı istemektir, farklı olmak değildir.
Kalabalık içinde derin bir sessizlik içinde çığlık çığlığa bağırmak ama yanımızda ki insanın bile bunu duymaması...
Nefret edilen bir toplum, bir şehir de yaşamak zorunluluğunda olmak ve kendini foseptik çukurunda gibi hissetmek.
Bunun için farklı olmayı istersiniz.
Mesela: sinek olmak gibi, hiç olmaz ise bu pislikten zevk almayı düşünürsünüz.
işte yalnızlık budur.
Nefret altyapılı bir duygudur ki, yanınızda sevdiğiniz ve çevrenizde milyonlarca insan olması bile yalnızlığı yok edemez.
Dinledigin şarkılarda geçen sözleri zihninde uyarlayabileceğin kimse olmamasıdır. Ne çevrende, ne telefon rehberinde ne de aklında, umut edebilecegin biri dahi olmamasıdır.
Sizde de oluyor mu bilmem ama hayal kurmayı severim. Son zamanlarda biraz aksatsam da, özellikle akşam vakitlerinde sizin çizdiğiniz dünyada yaşamak insana huzur veriyor. Yalan dünyanın yalan dostluklarından, menfaatlerden uzaklaşıyorsun bir nevi. Gelelim yalnızlığa; yalnızlık bunların da ötesinde hayal bile kuramadığın, sevgili yazarın dediği gibi kendinle bile konuşamadığın ruh hali. Allah kimseyi yalnız bırakmasın.
Yalnızlık yanında birilerinin olması değil, eşinin dostunun olması da değildir. O tek başına kalmak terimini karşılar. Yalnızlık daha kapsamlıdır, farkları vardır, eşin dostun olsa da yalnız olursun bazen, en eğlenceli ortamda bile yalnızsındır. işte o her şey rayında olsa bile hissettiğin o boktan histir o. Mutluluğunu kırbaçlar, ciğerlerinde, kalbinde, beyninde o boşluğa bir tablo, bir anı koyarsın, onu ararsın devamlı...