Şizofren değilseniz yalnızlığın kokusunu alamayacağınız için bir cevabı olmayan sorudur.
Şairane, edebiyatlı da bir sorudur bu soru..
Yalnızlık bana kitap, defter kokularını anımsatmıştır her zaman.
Yağmurla ıslanmış toprak kokusu aldığımda sanki sevdiğim dostlara (şair burada doğanın partiküllerine erdiğini ima etmese de varoluşa dost olmayı çözdüğünü de çaktırmaya çabalamaktadır. ) kavuşmuş gibi hissederim.
fırına verdiğiniz ekmek gibi kokar yalnızlık. ne kadar uzun sürerse o güzel koku yanık kokusuna dönüşür. kokuyu sağlayan ekmek ise kap kara olur fırının sıcaklığı ise artar. yalnızlık yanık kokusu, siyah ekmek biz, fırın ise O'dur..
buzdolabında bozulmuş ezine peyniridir,
demlikte çürümüş çay yapraklarıdır,
tozlanan ev, yıpranan bağlardır,
son kullanma tarihi geçendir,
hayatı ertelemektir,
soğuktur, üşümektir,
yarım kalandır.