Yalnızlık kimine göre sevdiği birinin olmaması, kimine göre ise gerçek anlamda güvenebileceği arkadaşlara, dostlara sahip olmamaktır. Aslında hayatın bir parçası olan yalnızlık, hepimizin zaman zaman yaşadığı ya da yaşaması gereken bir duygudur. insan yalnız kaldığında iç dünyasına daha fazla yakınlaşabilir ve hayattan ne istediğini gerçek anlamda keşfedebilme fırsatına sahip olur. Bu anlamda yalnızlık her zaman kötü bir mana taşımamaktadır.
Keyifle bir demlik çay demleyip iki bardak içip hüzünle çöpe dökmektir. Ertesi gün sallama poşet çay hazırlamaktır.
Yüzleşmek istemediğin yalnızlığından kaçmak için sürekli farklı uğraşlar bulma çabası, elektrik kesildiğinde o korktuğun iç dünyanla baş başa kalmaktır.
Hava almak için çıktığın caddelerde ellerin ceplerinde dolaşıp girdiğin cafede çay ocağında bir başına oturmaktır.
yalnızlık bazen hoştur, bazen kötüdür.
ütopik ya da pozitif uyarsamayla baz alınırsa yalnızlık değerli bir olgudur.
yalnızlık ile ilgili milyonlarca şiir şarkı söz yazılmıştır.
ve her birinin kendine has hikayesi vardır.
iyi gelir insana... Köşene çekilir, yaşamını, dostlarını, aileni, okulunu, işini düşünürsün sessizce. Hiç kimseye dert anlatmadan, savunma yapmadan, lafı dolandırmadan, herşeyi olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla serersin gözlerinin önüne. Mesela yeni kararlar almak için en doğru zamandır. Ağlamak içinde öyle...Yaşamla ilgili yeni projeler üretilir, eğrisi doğrusu düşünülür. En çokta sevdalarla hesaplaşılır, yarım kalanlarla, devam edenlerle, henüz başlamayan aşkın sevdası düşünülür, özlenir... Yitip giden sevdiklerimiz, belki anne, baba, ya da dost için, gözyaşı dökülür, burun direği sızlar...Ama geçer, hepsi geçer...Yaşama tutunup, iri dişli çarka kaptırınca kendinizi, kalabalıklara karışır, yalnızlıkla vedalaşırsınız...