Bu konu hakkında da zamanında bir şeyler yazmıştım şöyle ki;
Bir 'beğeni' ile gelen yalnız değilim hissiyatının bağımlısı insanlığı anlatacağım size bu gece. ilk önce şu soruyu sorun kendinize. Ben kimim ? Verdiğiniz cevap ile sosyal medya ağlarınızda oluşturduğunuz 'siz' aynı mı ? Bence hayır.
Yüzlerce kişinin sizleri takip ettiği ve sizin onları tanımadığınız bir sosyal medya platformu düşünün. Sadece isimlerini görmeniz size yalnız olmadığınız hissiyatını veriyor değil mi ? Bir telefonun, tabletin, bilgisayarın ekranına bakarak o kocaman 'yalnızlığınızın' varlığını yokmuş gibi görüyorsunuz. Bence büyük bir aptallık.
Her gün hepsiyle tek tek konuşsanız dahi sosyal medyada sizi tanıdığını iddia ettiğiniz kaç kişi sizleri gerçekten tanıyor ? Dürüst olun kendinize. Yozlaşmış dünyanızdan ve zihninizden bağımsız olarak kendinize vereceğiniz tek dürüst cevap olsun bu. Tamamen kısır bir ilüzyondan ibaret sosyal medya hesaplarımız. Teknolojinin kölesi olarak gerçeklerden kaçıp kendi yarattığımız yalanların arkasına gizlenmekten ibaret her şey.
Bir instagram hesabı düşünün. Bir kişi kendi egosu ve kibriyle kendini kiralıyor. Lüks yaşamını, o yaşama sahip olmayan insanlarında bulunduğunu bildiği bir platformda kendine statü katmak için kullanıyor. Peki kazanılan bu statü gerçek bir statü mü ? Rihanna edasında pozlar verip akşam eve geldiğinde patates, soğan doğrayıp yemeğin ardından babasının geğiriğine maruz kalıp normal bir şeymiş gibi tepkisiz kalan kızların toplumda biri geğirdiğinde aşırı tepki vermeleri, sosyal medyada lüks hayat yaşıyormuş gibi kendilerini pazarlamalarının bir rasyonalitesi var mı sizce ? Tek dayanakları onları gerçekte tanımıyor olmanız. Aynı şeyler bu tarz yaşam tarzına sahip olan erkekler içinde geçerli. Demek istediğim kocaman birer yalnızsınız. Bu ilüzyondan kendinizi çekip kurtaracak olanlar ise yine sizlersiniz. Bağımlısınız.
Size yine bir sorum olacak. Kaçınız telefonunuzu sabahtan evde bırakarak dışarı çıkıyor ve dünyada yaşadığınızın farkına varıyorsunuz ? Gerçek dünya ve ilüzyon dünya. Kaçınız şehrin güzel bir köşesinde telefonunuz olmadan kendinize vakit ayırıyorsunuz ? Kaçınız arkadaşlarınızla buluştuğunuzda teknolojinin sizlere getirdiği ilüzyon dünyasına dakikalarca vaktinizi harcamıyorsunuz ?
Birileriyle 'gerçek' bir göz teması kurup sohbet ettiğiniz günleriniz oluyor mu son yıllarda ? Birileriyle gerçekten göz teması kuralı ne kadar oldu ? iğrenç, yozlaşmış, aptal, trajik hayatlarınızdan kafanızı kaldırıp, rüzgarı teninizde hissetmeyeli ne kadar oldu ?
Dünya, yalnızlaşan bir kalabalık. Bizler ise göz temasına muhtaç birer ruh.