edebiyata ortamlarda dikkat çekecek konulardan herhangi biri şeklinde bakan insan tercihidir. popüler kitap , bestseller ya da plaj kitabı tabir edebileceğimiz da vinci şifresi ve türevlerinden nasıl zayıfladım, x hastalığını nasıl yendim, hayat cicidir bicidir'e ve ötesine uzanan geniş bir yelpaze sunan bu kitaplar genellikle migroslarda kendilerine ayrılmış bir reyonda alıcı beklerler. X kişisinin çıkardığı tüm kitapları takip etmek takdire şayan bir davranış olmakla beraber okuyucu olarak nitelendirdiğimiz y kişisi son 10 yıl öncesi yazarlardan ve eserlerinden bihaberdir. Zaten dikkat edildiğinde takip edilen yazarların da (ki y kişisi için en iyi yazar x'tir)okuyucu için bir idol haline gelmiş olduğunu görürüz. Öyle ya, o okumakta bile çoğu zaman zorlanırken yazar kişisi her yıl birkaç kitap çıkarabilmektedir.Ve belki de bu kitapları yazanlar da çoğu zaman o okurların hayatında karşılığı olan gündelik olaylardan bahsettikleri için o kadar sevilmektedirler.
best seller piyasasını takip eden okuyucu türüdür. belli alanlarda kitap tercihlerini kendi belirlemesi yerine, çeşitli alanlarda gözde olan farklı alanlardaki kitapları okumayı seçer. bir çeşit popüler kültürgetirisidir.
hiç kitap okumamaktan yeğdir. en azından bir başlangıçtır. sonuşta öyle ya da böyle bestsellerda da eski eserlerden alıntılar yapılmakta ya da onlardan bahsedilmektedir. bireyde eninde sonunda bir merak oluşacak ve klasiklere de bir göz atmak isteyecektir. uzun lafın kısası; yararlı bir eylemdir.
kitabin kapagina bakan, populer kulturun eseri olmus, kitabin kapaginin degil icerigin onemli oldugunu bilmeyen okuyucudur. cok fazla elestirmemek gerekir aslinda bu muzikte de boyledir. hic okumamasindan iyidir.
- Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye'de bu rakam 2000 - 3000 civarındadır.
- Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye'de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır.
- Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor.
- Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon.
- Birleşmiş Milletler insani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada.
- Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7. Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
- Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in de altında kaldı.
sadece gündemde olan kitapları okumak anlamına gelir, ki vermeye çalıştığı ayar açısından son derece yüzeysel bakış açısı içeren başlıktır.(tabi yazar kişi ortamda zikretmek için kitap okuyanları yeriyor ise o ayrı)bilgi birikimi olmaksızın dinlenen müzik, alınan davranışlar popüler kültürü temsil edebilir ve normaldir.ancak okunan her kitap bilgi birikimine birşey kattığı için popüler diye tabir edilen(bestseller, reklamı olan) kitaplar da eleştirel dünya görüşüne katkıda bulunur.şöyle ki dünya düzeni ne kadar popülizmi destekelerse desteklesin kitap bir bilgi aracı olduğundan, ele alınıp okunduğunda popülizm'den sıyrılır. şöyle ki popüler kitabı alıp okuyan kişi, kitap bittiğinde aynı kişi değildir ve giderek daha da bilgiye ihtiyaç duyan kişidir.örneklemek gerekirse; emre kongar'ın ''tarihimizle yüzleşmek'', elif şafak'ın herhangi bir kitabı veya gündemde olan(sizin deyiminizle popüler olan)''baba ve piç'', ilber ortaylı'nın ''osmanlı'yı yeniden keşfetmek'' ve daha sayamadığım birçok kitap gündemde ve popüler olarak algılanıyor; ancak bu kitapları okumak popülizmle bir bağlantı taşıyabilirmi?sadece bu kitapları yayınlayan yayınevlerinin acımasızlaşan dünya düzeni içinde ayakta kalabilme ve ticari kaygılar gütmesi sonucunda ortaya çıkan reklam stratejileri yazar ve kitapları popüler kültüre(mecburen) aret etmiştir.üzülerek söyleyebilirim ki türkiye'de insanlar popüler diye nitelenen kitapları bile okumuyorlar ve hatta bir çok kişinin haberi bile yok bu popüler kitaplardan. tek temennim reklamı bolca yapılmış, popüler olarak nitelenen kitapların bile okunması, en azından bu sebeple de okuyanların artması.
unutmayalım ki bizde popüler olan bir ortamda yazılar yazıyoruz.kitap okumanın yanlış bi yanı yoktur(popülerde olsa, argo deyimler sözlüğü bile olsa)o zaman burda yazmamızda popülerizme katkı olduğunda yanlış olurdu.
not:bu entry'yi başlığı açan arkadaşımızın popüler kitap okuyanları yerdiği sonucuna vararak yazıyorum)yanlış anladıysam affola.
neden yalnızca çok satan kitaplar okunmasın? bir sakıncası mı vardır? kitap okumak demek illa on yıl önceki yazarlardan haberdar olmak demek midir? kitap okumanın böyle ağır bir yükü mü vardır? bir zorunluluk mu yoksa bir eğlence midir kitap okumak. yani insan ömründe sadece bir yazarın kitabını okuyamaz mı? ne diyeceğiz bunu yapana; aa olmadı sen hep çok satan okuyorsun al bakalım sana "marquez" bunu oku şimdi de. başka türlü okumuş sayılmazsın valla. yada zorla serveti funun'dan dem vurmak. manyak mıyız biz? nedir bu ego?
"okumanın" daha doğrusu kitap okumanın statü sembolü olduğu yegane ülkelerden biriyiz heralde. "yazar" "yalnızca popüler kitap okumak" başlığını açarken sakın bu sözde farkındalığın ona statü kazandırdığını, sadece bu yönüyle onu popüler olanı okuyandan ayırdığını falan düşünüyor olmasın?
bilmenin elbette ki bir hazzı vardır. bu yönüyle sanki bilgi faşistliğidir.
okuyorum, çığır açan fikirlerle yoğruluyorum, bakış açılarının en ağababasıyla yarenlik ediyorum, tasvir, çözümleme ohoo enseye tokat göte parmak. ama bi de komşu napıyor acep? bak kendini bilmeze o kitabı okuyorum diye nasılda gerine gerine geziyo haspa! ay tuzlayım da kokma a şaşkaloz, o dediin falancayı ben senden evvel yaladım yuttum çiğerim, şekerim. daha neleri var, havanı alırım senin.
der gibidir. ağzımı caart diye yırtarım bak benim ama terbiyem müsade etmez. hepimiz yazarız şurda.