Üst kata yeni taşınan 28lik taşoğlu taşın yerine 55 yaşındaki sarı filtre tiryakisi kapıcının yazması...
üniversiteye gitmek için evden çıktığımda henüz 17 yaşındaydım. bugüne kadar geçen 13 yıllık sürede ailemle toplam 6-7 ay beraber geçirmişimdir.
Bunda okuduğum yer ve arkadaşlarım, okurken çalışıyor olmam ve hippi yaşam tarzına olan sevdam etkili elbette. Okulu bitirdikten sonra aynı şehirde iş bulup burada devam ettim. 13 yıldır buradayım ve artık bu şımarık bekar hayatı çatırdamaya başlayıp anne olma arzusu bütün bedenimi kuşatıyor.
Gel gelelim 6 ay önce taşındığım toki binasına... Bilirsiniz iç Anadolu düzlüğü toki için bir nimet. Açıkcası istanbul'un sıkışık kalabalık mahallelerinden gelenler için de öyle. Açık otopark, bahçe, sit alanı manzara, çiçek böcek süper bir çevre yapmışlar. istanbul'da göremediğimiz manzaralar bunlar. Ben aylık 850tlye buna sahip oluyorum. Beni de bu cezbetti. Neyse konumuz bu değil.
Bundan 4 gün önce sabah işten eve döndüm. Yattıktan tahmini 2 saat sonra kapıcı geldi. önceleri ara ara sözlü tacizine uğradığım kapıcı beyin, bu sefer elle tacizine maruz kaldım.
Aidat almak için kapıya dayandı. Zile 5 saniye içinde 10 kere falan basmıştır. Geldim lan geldiiiimm diye bağırarak kapıyı açtım. Sararmış dişlerini 32 adet olmak suretiyle göstererek sinek bayıltan nefesine kuvvetle "bu ayki aydatı vercek misin hanfendi" diyerek güldü.
Dayıcım bu nasıl kapı vurmak ya bekle getiriyorum dedim. Giderken arkamdan yer gibi baktığına zaten eminim de dönüşte de hiç utanmadan yüzüme karşı aynen mastürbasyon yapar gibi bakıyordu. Al hadi al diyerek parayı verirken tuttu elimi burakmıyor. Suratına baktım hızla cektim elimi. O hâlâ sırıtırken başka bişe var mı diyerek cevabı beklemeden kapıyı kapattım.
Sonra baktım tekrar vuruyor kapıyı. Ne oldu dedim açtım. Bir ihtiyacın var mı sormayı unuttum dedi.
Bana baksana sen diye bir bağırdım ses yankılandı tüm katta. Benim bile kulağım çınladı. Kıpkırmızı olmuş sinirden çıldırmıştım. Diğer aile evleri hanfendileri çok rahatsız olmuş da bizi uyarıyorlar utanmadan. Dedim bana laf söylemek yerine şu sapığa dikkat edin diyerek kapıyı suratlarına kapattım.
Sinirimden uykusuz gezdim 2 gün.
Bu sadece ufak bir kesit. Hayat yalnız yaşayanlara güzel gibi görünse de çok saçma baskılara maruz kalıyorsunuz. Arsız kadın damgası yemeniz işten bile değil. Biz neler gördük de bu son badire...
yukarıda yazılanların biraraya gelmiş halidir. amma ve lakin istediğini yapma özgürlüğüne sahiptir. istediği saatte girip çıkar evine. hesap soranı olmaz. fitne komşular da olmadığı sürece tadından yenmez bir hal alır. her işini kendi halleder. yer, içer, s.çar, yatar, uyur, film izler, ağlar, güler, kendiyle konuşur, şarkı söyler vs. gün gelip de yalnız yaşama işi sona erdiğinde daha güçlü bir kadın olarak çıkar insanların karşısına; çünkü tek başkına onca zaman mücadele vermiş ve galip gelmiştir.
yalnız yaşamasa da karşılacağı problemlerdir. Kamuya açık olan her ortamda istismar edilecektir kadın mutlaka. Hamileysen çıkma tahrik oluruz, ses çıkarma tahrik oluruz, saçını açma tahrik oluruz, pardesüsüz ve başörtüsüz çıkma tahrik oluruz.. ulan ne tahrik adamlarmışız yaa. Açlık çok kötü bi şey abiler bu kafada ki adamların erken boşalma sorunu olması kaçınılmaz.
siz tahrik olmayın diye kadın yok oldu lan literatürden.
Beylikdüzü veya Bahçeşehir'deki sitelerde yaşarsa çevresel faktörlerden etkilenmeyecektir. Buralarda kimse kimseyi sallamaz. Hanım kişi de eve istediği gibi lavuk atar.
yalnız yaşayınca eve giriş çıkışınızı izleyen, bolca dedikodunuzu yapan, karısı yokken asılan çok namuslu aile babalarından oluşan komşularınız oluyor.
ona problem çıkarmak isteyenlerdir en büyük problemi. gerçekten her kadının en büyük sıkıntısının yemek yapmak olduğunu düşünmek ne acıklı. bir insan karın gurultusunu durduracak azlıkta yiyerek de yaşayabilir. ama duygumuz, hayalimiz, gerçeğimiz işte bunlar bambaşka. en büyük problem bu ki yalnız yaşayan kadın değil, insanın yalnızlığının problemi. çözme işini ona bırakırsanız özgürleşeceğiz.