yüzlerce maddeyle, dizeyle, hizayla anlatılamayacak olma biçimi. yalnızlığı hayallerinin renksizleşmesiyle ortaya çıkan bir edimden öte saflığı ve çıkarsızlığı üzerinde yükselir. misal çok seversin. sevdin diye gider, giderler. kendi içinde kırılır, ölmeye başlarsın. yine de yüreğini ezdirmezsin. işi de sevdayı da bırakınca inceden araya kimseyi ve hiçbir maddi unsuru sokmazsın. kötü giden şeyleri düzeltecek bir ben vardır elinde, avucunda. aynada sadece kendi yüzünü görürsün. içinde bir sen vardır, büyümüş, anlamış yorgun. hiçbir yol kalbinden ona çizilmiş yoldan daha kestirme değildir. dalkavukluk ve oyunculuk senin bünyende maya tutmaz. hep kendi cümlelerin ve duygularınla kendini ifade edersin. net olursun. severler, sevmezler çok umrunda olmaz. ama onurunla, dürüstçe, olduğun gibi yaşarsın. birinin seni kendi isteksiz ve sevgisiz dünyasında -sonunda uzun yalnızlıklar ve elemler olsa da- boğmasına izin vermezsin. kalbin dağılır, şevkin kaçar, hayat koyu tonlarda seyreder ama tüm bunlar seni olgunlaştırır. zamana vurursun sırtını, kimseyi suçlamaz, içinden geçenleri yüzlerine vurmazsın. sadece yazarsın, içinde ne varsa satırlara dökersin. dürüstlüğünden, kaybedebilir, kırılabilir, istenmeyebilirsin belki ama yazınca kimse yenemez seni...
her ne kadar yalnızlık sebebini dürüstlüğüne yedirse ve bunda oldukça haklı olsa da, aynı zamanda yaşadıklarının kaynağında kendi benliği olduğunu da farkedip, yazılarında bile olsa kimseye bahsedemediği bir paradoksa da düşmüş olan erkektir.
yine de yavşağın önde gideni, içten pazarlıklı bir "sevgilili" erkek olmasından iyidir.