yemeyi, içmeyi, görmeyi, tüm somut düşünceleri unutmuş, kendini sadece sevmeye, kalbinin sesinin dinlemeye adamış adam. ona göre sevmek, vazgeçilmesi imkansız ve hatta nefes almak kadar mühimdir. sevmeyi şöyle tanımlar;
bir insanın sadece elini tutmakla, gözlerine bakmakla, ya da bir şeyler yaşamakla olmaz sevmek. görmemiş olsanda, ellerini tutacak kadar yakın olmamış, sevilmemiş olsan da sevilmektir. ufacık bir kıvılcım yeter senin içindeki o heyecanı yaratan hissi uyandırmaya.
öyle sever ki, sevilmese de , ömrü boyunca yalnız sever. sevdiğini kalbiyle görür, gözüyle görse zaten bilir ki, bir daha peşinden ayrılamayacak. o "git" dese de, kovulsa da, bilir ki sevmekten vazgeçmeyecek. belki de ömrünce göremeyecek, ama hep güzel sevecek.