yücel uçanoğlu tarafından yönetilen, başrollerini zerrin egeliler, hadi çaman ve bülent kayabaş' ın paylaştığı 1978 tarihli seks filmi. konusu şöyledir; sevda ( zerrin egeliler) romantik, fazlasıyla kibar ve çekingen bir nişanlıya sahiptir. hadi çaman' ın oynadığı karakterin adını maalesef hatırlayamıyorum şu an. bir gece sevda ve hadi dansa giderler. onlar kaybolan yıllar şarkısı eşliğinde dans ederlerken filmin piç şahsiyeti kamil ( bülent kayabaş) sarışın bir hatunla mercimeği fırına vermektedir. işini çabucak halledip şarkı bitmeden mutlu çiftin dans ettiği gece kulübüne varır ve sevda' yı kesmeye başlar. yüzünde baştan çıkarıcı bir gülümsemeyle ikiliye doğru pike yapar. hadi' nin yazlıktan arkadaşıdır ve bu yolla kadınla tanışır. akabinde ikisi dans etmeye başlarlar, kamil çok cüretkardır; sevda' yı öpmeye çalışır. tabii kadın izin vermez fakat eve gider gitmez banyoya girip oldu olacak şarkısı eşliğinde erojen bölgelerine su tutup bizlere pübis kıllarını göstererekten duş yapmasından anlarız ki aklı kamil'de kalmıştır. odasına gidince kızkardeşiyle bu konuda konuşur. bakışlarından ve söylediklerinden bellidir ki her kadın gibi piç heriften etkilenmiştir. evet efendim değişmez kanundur; cins i latif mutlaka serseriye yahut piçe aşık olur sonra da sersem diye nitelediği evine, eşine ve işine bağlı bir adamla evlenir. ertesi sabah kamil' le buluşurlar, deniz kenarına giderler. burada birkaç etkileyici ( bana sorarsanız gayet yavan) kelimeyle kamil kızı tavlar ve öper. sevda bir yandan yaşadıklarından pişmanlık duyuyordur. bu hisden kurtulmak için nişanlısıyla yıldırım nikahıyla evlenmeye karar verir. düğünden birkaç gün önce kamil arar ve buluşmak istediğini söyler. sokakta biraz yürürler, kamil mutluluklar diler. sonra da evine davet eder. sevda ' ne söyleyeceksen burda söyle' deyince, o ana kadar duyulmamış, görülmemiş bir eve kız atma bahanesiyle karşılaşırız. düşünceli piçimiz ' birkaç gün sonra evlenecek bir genç kızın sokakta görülmesi doğru mu sence' diyerek denyol amokachi kadını eve çıkarır. burada içilen birer yudum viskiden sonra ateşi harlanmış olsa bile sevda yalancıktan kaçmaya kalkar. kamil bunu yakalar, azıcık öper ve akabinde malabadi köprüsünü kurarlar. hatun bakiredir ama kamil işini bilir, bir çırpıda penetre eder içeri. sonrasında yaşanan pozisyon zenginliğini anlatmaya kalemim yeterli değil efendim. 69' un türk versiyonu mu dersiniz, yoksa ters cowgirl pozisyonu mu dersiniz... kamasutra malak emzirmeye kadar alayını tatbik eder kamil seks tanrıçasının üzerinde. yalnız kadının üstte olduğu pozisyonlarda erkeğin malum yeri gözükmesin diye araya sıkıştırılan çarşaf ve ters cowgirl stilinde tokuşurken kadının resmen kamil' in göbek deliğinde oturuyor olması dikkat çekicidir. ' bu halde bir birleşmenin mümkün olması için bülent kayabaş' da eşek zekeri olması gereklidir' diye düşünen her ergen komplekse girmiştir kendi bamya pipisine bakıp. seks filmlerinin gençlere izletilmesinin ne kadar yanlış olduğunu buradan anlayabiliriz.
velhasılı kelam, sevda alışmıştır bir kere mokara (bkz: bacak omuza çıktı mı inmez), her fırsat bulduğunda kamil' e koşmaktadır. nişanlısı onu görmeye eve gelir, sevda' nın bir arkadaşından elbise modeli almaya gittiği söylenir kendisine. sevgilisini beklerken ona yazdığı şiirleri okur müstakbel ailesine. tabii bu sırada ablamız şehvet kuyusunun en dibindedir. kendi söylemiyle, kamil bir bataklık gibidir. kurtulmak istedikçe daha fazla batmaktadır sevda kişisi. üzerinde yandan düğmeli bir elbise vardır, hani şu kerem ile aslı masalındaki gibi bir elbise. kerem düğmeleri çözdükçe büyüden ötürü onlar tekrar kapanmış ve en sonunda kerem öyle bir of çekmiş ki yanıp kül olmuş. neyse ki kamil öyle romantik bir aşık değil skorer erkeğin önde gidenidir. kısa sürede elbiseyi çıkarır ve bizler selülitli kalçaları görürüz. lakin filmin çekildiği dönemde 47 yaşında olan bir kadın için vücut harikadır. neyse ehm, herhalde zerrin abla da rahatsızdır poposundaki selülitlerden ki kameraya önünü dönüp malum pübis kıllarıyla muhatap eder bizleri yine. kamil abimiz işini gördükten sonra hatuna yol verir. ' git onunla evlen, istediğin zaman seni görürüm. hoş kızsın' der. nikah günü gelip çatar ve biz tarihin gördüğü en mutsuz gelin adayıyla tanışırız. ' hayır, evlenmiyorum' diyerek nikah masasından fırlar ve runaway bride tadı yaşar kısa süre. taksiyle kamil' in evine gider ve bir bakar ki beyefendi yanında bir hatunla eve çıkıyor. çaresiz geri dönerken yolda kendisine araba çarpar ama ölmez. kör de olmaz, şoför çok ustaymış. odasına kapanır ve kimselerle konuşmaz. bu sırada kamil evinde tahtaya çivi çakmaktadır. zira sarışın hatun incecikdir, göğüsden kalçadan eser yoktur.
sonraki günlerde kamil kardeşimiz bir çok insanın fantezisi olan ve bir benzerini iffet filminde gördüğümüz iki kızkardeşe de tıklama operasyonu kapsamında, sevda' nın lisede okuyan çıtır bacısı ipek' e yazılır. kıza iki ' çok güzelsin hede hödö' deyip kalbini çalar. bir sonraki gün ipek hazırlanıp evden çıkar, sevda kıllanmıştır. tabancasını alır ve kamil' in evine yollanır. evde içkiler içilmiş, çıtır kızımız hafif sarhoşluk hafif heyecanla yatmakta, kamera bir göğüslerine bir bacaklarına zoom yapmaktadır. fakat kendisi henüz soyunmamışdır. kamera sonra dudakları gösterir; kamil' in kıllardan görünmeyen dudaklarından ipek' in nemli ve yarı aralık, fecr i ati' cilerin deyimiyle davetkar dudaklarına geçiş yapar. ' tamam, kamil abim sortiye başladı. şimdi göreceğiz bu çıtırın vücudunu' dediğimiz anda sevda içeri girer ve iki el ateş ederek kamil' i tamuya yollar. fonda çalan aldırma gönül şarkısı eşliğinde parmaklıklar arkasında eski güzel günleri düşünen sevda' nın yüzünü görürüz ve film biter.
şimdi efendim, seks filmi deyip geçmemek lazım. yücel uçanoğlu bu bunuelvari filmle bizlere burjuvaların kokuşmuş hayatlarından kesitler sunar, sosyolojik saptamalarda bulunur ve sonunda hayat dersi olacak nitelikte bir sözle son bulur. şöyle ki; kızın annesi sabah akşam konken oynamaktadır. kızının evlenmeden flört etmesini çok doğal karşılamaktadır. baba ona göre daha anadolu insanıdır lakin hanımköylü olması sebebiyle çok sesini çıkaramaz. kamil burjuvası da öyle yavşaktır ki, kessen doğrasan en fazla bir tepsi et çıkacak ferç için en yakın arkadaşına kazık atmıştır. peki ya arkadaşı, yani sevda' nın nişanlısı normal biri midir? yok yahu ne gezer; adam kibar olucam falan diye kurda kuzu teslim eder gibi nişanlısını çapkın kamil' in kollarına atar, dans etmelerini rica eder. herif sevda' yı adeta pistte becermeye çalışırken de salak salak sırıtır. nedir bu adam? kodoş işte abicim, bildiğin kodoş... sevda şiirden, komplimandan sıkılmıştır azıcık oynaşmak ister. elini dokundursa bizim salak oğlan irkilir kaçar. eee kardeşim o kadar dedik, tom miks suzi' yi s. kmezse konyakçı s. ker diye. yemeyenin malını nasıl yiyorlar gördün mü?
filmin sonunda, feleğin sillesini yiyen her ademoğlu yahut havvakızı gibi sevda' nın da aklı başına gelir ve kardeşine ' çabuk git burdan eve. buraya asla gelmedin, ne olduğunu görmedin. git ve kendine namuslu, dürüst bir hayat kur' diyerek mesajını verir. ayrıca film müziklerle o kadar güzel harmanlanmışdır ki, kieslowski' nin la double vie de veronique isimli eseri yanında halt etmiştir. yazıma burada son verirken az bilinen bir nadide filmi daha izlemiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.