Her insan Yaşar, ruhsal dinginlik evresidir bence. Özellikle kırılgan insanlar topluluk içinde yalnızlardır. Zaten en zor yalnızlık da bu değil midir, kitlelerin içinde savrulan bir yaprak olmak..
Yalnız kalmayı öyle güzel beceriyorum ki, bazen hayatımda olması gereken insanların bile nerede olduklarını, onları nerede bıraktığımı unutuyorum.. Bunu tekrarlamaktan yorulmuyorum ben, çünkü yalnız olduğumuzu biliyorum.. Sonra yalnızlık da sıkıyor beni, bir ses olsun istiyorum ama sadece sesi olsun gelip konuşmasın benimle, kendi kendine mırıldansın ya da bir nefes olsun, nefes aldığını hissedecek kadar yakınımda olsun ama bir o kadar da uzak.. Kalabalık olsun istiyorum, sonra bir bakıyorum ki bu kalabalık hepten yabancı bana, başa sarıyorum, hiçbir şey anlamadan, hiçbir şey dinlemeden en başa sarıyorum..
Bir yere kadar çok güzel. Sonrasında sıkılırsın. Birini istersin. Ama unutma istediğin için o biri olmaz. Belki bir gün diye diye aylar yıllar geçer. Sonuç olarak alışmayın.
Yalnızlık imtihan sürecidir. Yalnız kalınca ilk başlarda zor oluyor ama sonrasında kendimi çok güçlü hissediyorum. ilber hocanın da dediği gibi yalnızlığa alışmalı insan.
Sadece 1-2 arkadaşımla görüşüyorum artık çünkü diğerleri tad vermemeye başladı. Üç senedir bir flörtüm sevgilim olmadı yahut normal kız arkadaşım da olmadı, bütün gün çalışıyorum eve gelip 1-2 saat telefona bakıp yatıyorum. Bu rutin uzun zamandır böyle iyice içe kapanmaya başladım alkole sardım uzun zamandır beni keyiflendiren tek şey bu meret olmaya başladı. Sevdiğim biri oldu o da beni s*kine takmadı, fakirlik, yaşam sıkıntısı vs her şey üst üste birikti, gitgide
bunalmaya başladım son çareyi buraya yazıp içimi dökmete buldum.
Sanırım hayatta tek becerebildiğim şey olabilir. istesem de bi süre sonra kafam kaldırmıyor hareketliliği yada biri canımı sıkıyor canımı yakıyor kendi kabuğuma çekiliyorum. Ne olsa kabuğuma çekiliyorum sonra ıssız adam rolüne bürünüyorum. Sanırım ne olursa olsun bu değişmeyecek. Yalnızlık bir huy oldu bende.
"iyi düşünmek için esasen yalnız kalmak gerekir. Maalesef Türklerin böyle bir kabiliyeti yoktur. Türk yalnız kalamaz. Beraber ders çalışır, beraber yazı yazar, beraber gezmeye gider, beraber aylaklık eder. Türkler sinemaya bile tek gitmez; yalnız kalmayı bilmez, sevmez. Yalnız olmamanın getirdiği garantiye, yani tehlikeden uzak yaşamın konforuna güvenir. Ama işte bu garanti de yaratıcılığı sakatlar, iş çıkarma kabiliyetini azaltır." Bir Ömür Nasıl Yaşanır?, ilber Ortaylı
ilk başlarda biraz can sıksa da sonralara doğru alışırsanız kafanız kalabalık çekmeye gelmez. Onun için hayatınızı kalabalıklarla mı yoksa tenha ile mi şekillendireceksiniz kararınızı vermelisiniz.
insanın kafa dinlemek, dinlenmek, yenilenmek, kafasını toparlamak için gerçekleştirdiği, kendi tercih ettiği yalnızlık durumu.
bir de yalnız bırakılmak vardır ki, o bizim elimizde değildir, bizi tanımadan, bizimle konuşmadan direkt dış görünüş açısından ideal kişilerle çıkıp yatan karşı cinsin elindedir.