yalnız insanlar duymaz, duyumsar: yalnızlar duymaz belki; ama duyumsar. gözleri yoktur sadece, görmek için. hislerini de yoldaş ederler gözlerine. hissetmek için dokunuşlara ve konuşmalara ihtiyaçları yoktur. göz bebeklerine bakarlar da hissederler anlatılmak istenenleri. yalnız insanlar duyumsarlar.
yalnız insanlar sesleri tanırlar: yalnız insanlar, gece meydana gelen seslerin; çöp tenekesinde dolaşan kediden mi, televizyonun etrafındaki plastiğin genleşmesinden mi, yeni yıkadığı bulaşıkların kurumasıyla yerlerinin değişmesinden mi, gece evine gelen kapı komşusu taksicinin arabasından mı, gün ağarınca kurulacak olan pazara gelen üreticilerin kamyonlarında uyurken çıkarttığı horultular mı olduğunu iyi bilirler. yalnız insanların en iyi bildiği ses ise ayak sesleridir.
yalnız insanlar her daim yalnızdırlar: yalnız insanlar terk ederken bile yaşadıkları şehri, yalnızdırlar. yine ve yeniden onlar uğurlamak zorundadır o bekledikleri tek bir misafiri. kendisi de terk ederken o şehri yine ve yeniden yalnız olmak için.
yalnız insanların kendilerine uyguladıkları sınırları kalıpları ifade eden cümledir. yalnız insanlar disiplinlidir. ruhundaki boşluğu disiplin sayesinde doldurmaya çalışır, kuralları vardır bir yaşama şekli vardır; ancak bu kurallar delinmez değildir elbette yalnızca daha iyi hissetmeye yardımcıdır. yalnız insan için kural yemeğin yanında içilen kola gibidir.
beklenmedik bir çıtırtı, gümbürtü, şangırtı, esinti, serpinti yahut ilintide tüm ev tüm odalar kolaçan edilmeli.
kapı kilidinin 3 kez çevrişmiş olması kontrol edilmeli.
açık cam yahut balkon kapısı bırakılmamalı.
en sert, en darbe vereceği düşünülen obje ortalıkta ve el altında olmalı.
kapı önüne 3,5 ayakkabı bırakılmalı.
orda, burda yannız yaşıyor olduğunu belli etmemeye çalışılmalı.
ölmüş kimseler ruyada görülünce ışıkları açıp, sabaha kadar uyanık kalınmalı.
yalnız insanların türkan şoray kanunları gibi belli kurallara sahip olmasıdır. tabii yatağa girmem, o olmaz, bu olmaz şeklinde değil ama farklı bir şekilde ve içerikte kendisini belli eder.
kural 1- yalnızlık en asil değerdir: korunan birincil ilkedir, anayasası olsaydı yalnızlığın başlangıç hükmü bu olurdu.
kural 2- yalnız kalmak için kimseye ihtiyacım yok kuralı: kişi bu kural doğrultusunda kendince kalabalıklardan kaçmayı ya da uzakta kalmayı yasal ve meşru kılarak kanun kapsamına sokmuştur.
kural 3- sen yanımdayken nasıl yalnız kalabilirim kuralı: yalnızın yalnızlığına ortak çıkanların yalnızlığı ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerin odağı olması hasebiyle, yalnız kalmak için elden gelenin yapımasını mazur ve meşru kılan kuraldır. mesele elbet mutluluktan mazarat çıkarmak değildir, sadece yalnızlığına o kadar gömülmüş ve o kadar alışmıştır ki risklerle dolu bir mutluluk umudu beslemektense, mutsuzluğunun içinde bir yalnız olarak salınmayı güvenli sanar. bu kurala latincede korkak tavuk mcfly sendromu denir.
Kimse bilmez ama ilk kuralı intikam almasını bilmektir.
Yalnız ve sakin insanlar beklemekten sıkılmayan insanlardır, intikam ise soğuk yenen bir yemektir, beklemek gerekir. intikam, kin ve nefret ile beslenir, kin ve nefret çok keskin duygulardır, bu keskin duygular zamanla sahibine zarar verir, keskin sirke küpüne zarar misali. Bu iki duygu okadar yıpratmıştır ki sahibini, bu duyguların açtığı yaraları sarmak için ortaya intikam duygusu çıkmıştır, sakin ve yalnız insanların en iyi yaptığı şeydir intikam almak, beklerler hiç sıkılmadan sabırla..
yakın arkadaşların sana şu kişiyi ayarlayalım teklifi asla kabul edilmez. sonra ayrılınca yakın arkadaş çok çemkiriyor, sanki ondan ayrıldım te allah'ım.