sadece belli bir ortamda hissetmek tahammül edilebilendir.nasıl olsa dostunuz vardır artık eskisi kadar sık olmasa da görüştüğünüz, ama onun da sizden uzaklaştığını hissettiğinizde... işte asıl bu tahammül edilemez olandır.
heyecanla bir şeyler anlatırken ya da bir şeyden dert yanarken, dinleyenlerin boş gözlerle bakarak -tam aksi yönde- anlar gibi kafa salladığı an hissedilen duygudur.
aslında yalnız değilsindir gerektiği kadar arkadaşın bir işin veya okulun seni seven bir annen vardır fakat seni seven o kız yoktur işte hayatı paylaşacağın beraber mutlu veya mutsuz olacağın bir sevgilin yoktur bilmiyorum benim şu anda yalnız hissediyor olmaktan kastım budur.
konuşabildiğin insanlardan uzak olunca insan bir yalnızlığa düşüyor. sonra ne yapsam diye düşünüyor ve yıllardır okuduğu bir sözlüğe yazar olayım bari diyor. evet diyor bunu. sonra bakıyor ki aslında bir sözlüğe öyle kolay yazar olunmuyor. onu hak etmek gerekiyor. bilgi içerikli entry girmesi gerekiyor. ama yalnızlık içinde olunca insan hiç de bilgi içerikli entry giresi gelmiyor. sonra düşünüyor. yalnızlık insanı sözlük yazarı yapabilir mi? acaba sıkıldığım için mi yalnızım yoksa yalnız olduğum için mi sıkılıyorum? cevap bulamıyor. sadece yalnız hissediyor.
çevrende onlarca insan hatta yüzlerce insan olsa bile yalnız hissedersin bazen. düşünsene istiklal caddesinde omzunu insanlara çarpa çarpa yürürken bile yalnız hissetmeyi. ne acı be.
Bu entryme başlığa uygun olarak doğaçlama bir dörtlük yazmak istiyorum.
çoğunluk içinde tek kalmış bir ben,
birde gözyaşlarımın mirası ıslak bir ten,
ve tüm şehrin kalabağına hitaben,
diyorum ki yalnızlıktır, senin kitaben.
kaybedilmis dostlar, terketmis bir sevgili. bazen bu duyguya kapilmanizin sebebu yerini dolduramadiginiz bu iki bosluktur. yalnizlik bazen beraberinde ozlemeyi de getirir, o cok boktandir iste.
bok gibi bir histir, geçmiyor istersen yüzlerce insan arasında ol, biri lazım evet, varlığını hissedeceğiniz biri, konuşmasına bile gerek kalmayan biri.
etrafınızdaki hiçkimsenin aslında ne hissettiğinizi bilmediği zamanlarda karşınıza çıkar bu duygu..ne yalancı gülüşler,ne de kimsenin duymadığı sessiz çığlıklar kurtarır sizi bu durumdan.tek dost kendimdir dersiniz..
her insanın tattığı bir duygudur.
en sosyali bile bunu zaman zaman hisseder.
keza bu etrafında bol insan bulundurmakla ilgili değil, yanınızda bulundurduğunuz insanların sizi anlayıp anlamamasıyla ilgilidir.
yaradılışımızın bir çıkmazı gibidir.
dikkat edilmesi gerekilen, yalnızlıkla mutsuz olmak değil, yalnızlıkla huzur bulmaya çalışmaktır.
aksi takdirde, psikolojiniz bozulur ve depresyon kaçınılmaz olur.
bir lamba'dan tavsiye; kimse ömrünce yalnız kalmaz. siz yalnız olduğunuz günlerin tadını çıkarın, illaki sizi anlayan birisi çıka gelecektir bir gün.
kimsenin umrunda olmamak, sevilmeye aç olmaktır ve ölünse bile ancak koktuğu zaman öldüğü belli olmaktır, hissettiğimdir artık öyle bir raddededir ki sevildiğini hiç hissetmiyorum eğer seven var ise. çoğu durumda "shadow kim ki zaten.. gebersin amına koduğum" sözü çıkar direk ağzımdan. boktan bir histir özgüveni falan yer bitirir zaten yoksa da kara deliğe çevirir.
Şu an tam da içimde olan tarifsiz duygu. cok deger verilen ve onla konuşurken en mutlu insan oldugunu düşündüğün kişiye yaşanan olaylar silsilesi nedeniyle selam bile diyememek çok koymuştur sözlük. Belki de yalnız hissetmemin bunla bir ilgisi var bilemedim *