yalnız değilsin, yalnız değilsin
yüzüme baksan farkedersin
yalnız değilsin, yalnız değilsin
sesimi duysan hissedersin
yalnızlar yalanlar mı söyler?
canım hiç acımaz mı derler?
yüreğim yüreğini deler
sendeki yaralara merhem yoksa
yalvarırım beni bir duyumsa
yalnız değilsin, yalnız değilsin
yüzüme baksan farkedersin
yalnız değilsin, yalnız değilsin
elimi tutsan hissedersin
yalnızlar yalanlar mı söyler?
canım hiç acımaz mı derler?
yüreğim yüreğini deler
sendeki yaralara merhem yoksa
yalvarırım beni bir duyumsa
Bıraktığın gibi burdayım, Yalnız değilsin canındayım, Tut elimi tut yanındayım, yalnız değilsin canındayım, bıraktığın gibi burdayım, yalnız değilsin canındayım* bir kaç gün içinde dön ne olur.**
insanlar tek tek ele alınınca yalnız olduğundan ve tek başına gelişmek zorunda olduğundan, arabesk motifli abartı cümlesi.
bir tek aile vardır, insanın bir türlü kopamadığı ve kopamayacağı, onun dışında her insan tek karakterdir.
bir otobüs camına dayamışsın alnını. gönlünde biriktirdiklerin, gözlerine doluşuyor ara ara. eğsen kafanı az, kapasan gözlerini, akacak belli.
düşünüyorsun ne varsa yaşadığın. mideni bulandırıyor hazmedemediklerin. annenin bir lafı var hatırla, uzun yola çıktığınızda miden bulandığında söylediği hani." bakabildiğin kadar uzağa bak, göreceksin bulantın geçecek". şimdi en uzağa bakıyorsun sende. yakınındakilere değmiyor bakışların.
konuşmayı seversin bilirim. bir ortamda herkes sustuğunda " bir yerlerde kız çocuğu doğdu" denmesine fırsat vermezsin. sessizliğe tahammülün yoktur hiç. şimdi sustuğun her dakika için, kendine sövdüğünü biliyorum. yazık ki ağzını bağlamışsın biriktirdiklerinin.
isyanının dahi sesi gelmiyor bu tarafa.
heyecanlandığında bazen, bir şey anlatacaksan, oturduğun yerden kalktığını çok kez gördüm. ayakta durmayı, elini kolunu sallayarak anlatmayı seversin bilirim. şimdi ayağa kalksan omuzuna çökenleri tartmaz sanarsın bacakların.
mimiklerin terketmiş yüzünü. bir donuk ifade, cama dayalı alnın, nefesinle buğu yapmış cam. ne o eskiden bir kalp çizerdin hemen, ya da sevdiğinin ismini yazardın üstüne? şimdi neden siliyorsun buğuyu, dirseğinle?
yalnızsın di mi? 80 kişilik otobüste yalnızsın şimdi. halbuki haberin yok hiçbir şeyden.
terkedip gitti mi biri, çok şey aldı götürdü sanarsın senden. vermiş olduklarını hiç düşünmeden. hesabı kitabı bilmezsin bilirim, gene zarara uğrayan sen olmuşsundur, iyiden iyiye inanırsın buna sen.
üç beş kişi çıkınca hayatından, bir sen kaldın sanarsın çizdiğin çemberin ortasında.
yalnızım dersin, öyle hissedersin.
"halbuki o kadar özelliğin var ki içinde barındırdığın, o kadar kalabalıksın ki aslında. inan yalnız değilsin." demek gelir içimden.
ama sen beni boşver, seni sevenleri geç, yanında olmak isteyenleri de... onlar tenhada zaten bulurlar seni.
sen kendinle başbaşayken dahi yalnız olamazsın asla. en kalabalık olan yer senin için aslında.
bu alemde hiçbir varlık yalnız değildir. düşünüm ki bir uçurum var . hiç kimsenin ayak basamayacağı bir uçurum . gidilmez bilinmez bir dağın kenarı işte. ve orda önce biten sonra çiçek açan sonrada solup giden bir bitki düşünün . o orada yalnız değildir.
yada bir sonbahar gecesinde kara toprağa savrulan bir tohum tanesi düşünün tek başına . işte o tohum tanesinin üşüdüğünden dahi haberdar olan bir yaratıcı var .
kimse yalnız değil . kalmayacakta. ama düşünen'e .
aydilge'nin "yalnızlar yalanlar mı söyler, canım hiç acımaz mı derler" sözleriyle bezediği insanı dumur eden şarkıdır. insan trajikomik bir şekilde şarkıyı her dinlediğinde belirtilen bölümde dertli dertli kafa sallayarak kendince "evet yalan söylerler, canım hiç acımaz derler" diye cevap verir.*
bir orhan gencebay klasigi. finalde yaklasik 1:15 dakika suren soloyu klasik dinleyiciye dinletsen elektro gitar der, ancak o solo elektro midi bağlama ile atilmis ve turk muzik tarihine atilmis imzadir.