tek başına kalmakta iyidir. peşinizde size bişiyler anlatan bi kişi olmaması yada en yakın arkadaşınız bile olsa rahat davranamamak bunun nedenidir.
pazar günü çayla beraber 2-3 gazate ile birlikte tek başına kalmak bazen grupla dolşmaktan iyidir.
keyif almak zorunda bırakılmaktır.yanınızda çok konuşan bir arkadaşınınz varsa ve konuşmalarda bütün hakimiyet onun elindeyse yalnızlığı sevmek iyidir.
yalnızlık üzerine kurulu bir düzeniniz vardır saat gibi işleyen. içten içe mutlu eder sizi. kolay değildir çünkü kendine yetebilmek ve hatta bunun keyfini sürmek bazen. zamanla görülmez duvarlar örersiniz. sonra biri çıkıp gelir toslar duvara. ama en kötüsü kendi duvarınıza günün birinde sizin toslamanızdır. o yüzden abartılmamalıdır, uzatılmamalıdır keyif alınsa da yalnızlıktan.
yalındır yalnızlık adı üzerinde, sade, duru, rahatlatıcı. düşündürür kimi zaman ki çok gereklidir her bünye için, hiçbirşey düşünmezsin bazende, mal olursun tabiri caizse, öylece bakarsın duvara ki çok gereklidir her bünye için. kendini görürsün duvarda, kendini duyarsın nefesinde, anıların canlanır başka yüzlerde, ölçersin, biçersin.
tarif edersin kendini hiç görmemiş gibi daha önce, tashih edersin fikirlerini aklın el verdiğince.
kalın olduğu zamanlar da vardır ama, "taşı bile yosun sarar seni kimle paylaşayım" diye mırıldanırsın şarkıyı, ve fakat o bile keyiflidir.
başka hiç bir şeyle kıyaslanamayacak bir keyiftir... ne sevgili ne de bir dost hiç bir şey veremez insanın kendiyle olmasındaki keyfi.. mevlana bunu şöyle anlatmıştır:
"insanın kendiyle hemdem oluşu, cihanın canında da güzel, şundan bundan da değerli"
yalnizligi kabullenmekle baslar ve kabullenmis insan artik eski aliskanliklarindan yavas yavas vazgecer. televizyon seyretmek yerine camdan sokagi seyretmek artik daha zevklidir. bakkala gitmeye hic bir zaman usenmezsiniz ve hatta oylesine, alisverisi bahane edip bakkala gidersiniz. ic sesinizle daha cok ve ciddi konusmaya baslarsiniz.
internet ile araniz duzelir. bunlarin hepsi guzel seylerdir ozunde ve insana keyif verir ama eger ki hayali arkadaslar gormeye ve toplum icinde kendi kendinize konusmaya baslarsaniz tedavi gormelisiniz.
sairin de dedigi gibi;
varsin bir bardak su verenim olmasin,
yeterki bas ucumda biri bana su yok desin.
seçilmiş bir yalnızlıksa yaşanan; her an sıyrılıp tek başınalıktan, yanına koşulabilecek bir nefesin varlığının garantisindeyse; ne de güzel olur yalnızlık, pek de güzel olur..
Etraftan gelen ve kulağınızın içinde zonk diye tabir edilen sesler sonucu kendini nadasa bırakma isteğidir... Birini kaybettiğinizde,aşkı yitirdiğinizde,işten sıkıldığınızda en yüce insan diye tabir ettiğiniz kişinin bile sesini duymak yüzünü görmek istemediğiniz andır.. ama sonuç hep aynıdır yatağa uzanır, film izler pc karıştırır sonrada başınızı ellerinizin arasına alır o kalabalığa geri dönmek istersiniz. bi süre keyif alır kendinizle yüzleşir ama daha sonra yine sıkılırsınız!
özgürlüksever kişinin duyduğu hazdır. ona ne yapması gerektiğini ya da ne yapmaması gerektiğini söyleyen kimse yoktur. o da " bu yol benim " diyerek onları yolun kenarına bırakır.