Yalnızlık bir kirpi gibi insanın kucağında. bazı insanlar için çok acı verir iğneleri asla açılmaz o kirpi, atar kucağından onu. zorla atar insanlar arasına kendini onların dikenleri daha acısızdır belki ama iz bırakırlar. oysa kirpiyi ellerinde tutabilenlerdir kirpiyi açanlar. o dikenli derinin altındaki güzelliği bulurlar, farkederler. ama o güzelliği diğer insanlar göremez ve yalnız insana acıyarak bakar, sanki kirpi sürekli ona acı vermiş ve çaresiz bırakmış gibi.
hayır. ona artık kirpinin dikenleri acı vermiyor, o güzelliği bulmanın haklı gururunu yaşıyordur. Diğer insanların dikenleri dahi iz bırakmıyordur onda. yalnızlığın, dikenli gözükenin arkasındaki güzelliği bulmuştur. insanlar kirpiyle başbaşa kalmaya korkarken, köşe bucak kendini insanların arasına atarken.
yalnızlık gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir. ısınmak icin o günesin doğmasını beklersin ama o günes hicbir zaman doğmaz. yalnızlık, bulamadığın sevgiyi baska yerlerde aramak gibidir. ne yaparsan yap onu bulamayacağını bilirsin ama yine de denemekten vazgecmezsin onun bosluğunu hep baska seylerle doldurmaya calısırsın. yalnızlık, aynı havayı soluyup da bir türlü yan yana olamamak gibidir. aldığın her nefeste onun kokusunu duymak istersin ama yapamazsın. aldığın her nefes ciğerini acıtmaya baslar. yalnızlık dediğin; eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır yalnızlık..
(bkz: iskender abi)
(bkz: leyla ile mecnun)
(bkz: ahmet mümtaz taylan)
yolculukları tek yapmaktır, dolmuşlarda şurdan bi kişi alırmısınız demektir,öğle yemeklerini tek başına yiyip çayını tek başına içmektir yalnızlık. anneniz hiç mi arkadaşın yok diye sorduğunda cevap veremeden konuyu değiştirmektir, biranıza rakınıza eşlik edecek dostunuzun olmamasıdır yalnızlık. sürekli olarak telefonla mesaj atmadığınız\almadığınız halde kurcalamaktır.
insanı güçlü müçlü kılmaz insanı yalnızlık. azabı uzatır sadece,katlanılabilirliği azaltır.
Yalnızlık; yanınızda dostlarının, ailenin, arkadaşlarının olmasına rağmen kafandakileri anlatamamak, tek başına halletmeye çalışmak, sorunlarını paylaşamamaktır.
Yalnızlık, çok sevdiğiniz ve hatta tek sevdiğiniz karpuzu, küçükleri lezzetli değil diye, büyüklerini de taşıyamadığınız ve bi türlü bitiremediğiniz için alamamaktır.
