kendisine yetemeyen insanın sıkılmasıdır yalnızlık. aslında insanı dinlendiren ve düşünmeye sevk eden yegane ilaçtır. eğer aklınızda seks yokken, yalnız olduğunuzu düşünüyorsanız. hayatın numarasını anlamamışsınızdır.
yalnızlık iyidir. en iyi dostlarınıza bile anlatamayacagınız şeyleri ona anlatabilirsiniz, belki konuşamaz ama sizi de kırmaz. kısaca en iyi dosttur yalnızlık.
yalnızlığa yüklenen anlam neticesinde ortaya çıkan durumdur. uyumlu olduğu sürece yalnızlığın bir ayrıcalık olduğunu göremez insan. oysa ağaçlar, bahçedeki çiçekler pek tabi yalnızdır. genellikle yalnızlığı arzulamayız. bu da bize ıstırap verir. aynı şeylere sahip olduğumuz halde o yok diye her şeyin eksik kaldığını düşünürüz. zevk alamayan biz oluruz birden ve böyle zamanlarda yalnızlığın hep karanlık tarafını görürüz. ama kesinlikle ve kesinlikle yalnızlık bu değildir.
muhitinden ve yakın çevresinden kafi miktarda kazık yemiş tipler için kurtuluştur. charles bukowski insanları ne kadar az görürsem o kadar çok seviyorum sözüyle bunu çok iyi özetlemiştir.
önemli olan insanın yalnızken ilgilenebileceği ve depresyona çekmeyecek meşgaleler bulmasıdır.
kitap, belgesel, film, dizi, uzun yürüyüşler için kafi miktarda kondisyon vs.
yanılgıdır. yalnız adamın kafası rahattır. ikide birde telefonunu kontrol etmesine gerek yoktur. kimseye hesap vermesi gerekmez. kızların yaptığı kafa ütülemeyi dinlemesine gerek kalmaz.