965.
anılarından bir kale yapıp sığınsa bile,
966.
yalnızca klavye ve televizyondaki saçma sapan sesleri duymak.
967.
yalnızlık çok bozdu,cok fazla bozdu yani,önünü alamadık öyle kötü bozdu ,bozdu, bozdu, bozdu.
968.
tüm hayallerinin yıkıldığını söyleyen adam yalnızdır.
969.
hayatta olmak bir nevi günah, yaşamak ise kefareti.
970.
sabaha karşı yorgan ve battaniyenin altında üşüyerek uyandığında kendine sarılmaktır. *
972.
bok gibi, ama bok da lazım.
973.
örümcek gibi kendi ağında bi o yana bi bu yana gelip gitmektir.
974.
hiç gelmeyecekleri özledim, yalnız kalmamak için. özlenen ve özleyen vardı artık tabloda yalnızlık ne mümkün. bir özlem ki, yalnızlığı mumla aratırcasına!
975.
bir agaç gibi tek ve hür.
976.
Onun gittiginde, bir anda dost-arkadas dolu odada, isarkadaslarin arasinda vs kimseyi gormemis olmaktir.
980.
kimsesizlik yüzünden oluşan büyük üzüntü.
982.
gecenin 4te benim annem bir melek izlemektir .
983.
sesime, duvarda çınlayan kendi sesimin cevap vermesidir yalnızlık.
984.
kendini sözlüğe adamaktır.
985.
yalavuz luk.
986.
bazen seni mutlu eder havaya uçarsın, bazen sana acı verir yere düşersin.
988.
bana bu uykusuz şehri niye bıraktın.
