Kendisiyle alakasız yığınlarla birlikte olmaktansa, kaliteli bir yalnızlığı tercih etmekten kaynaklanıyor olabilir. insan kimi zaman kendi ile kendisi arasına birilerinin girmesini istemez. Yalnızlık, alakasız yığınlardan bunalmış bir insan için soğuk bir duş gibi rahatlatıcı gelebilir. Ancak şu da bir gerçektir ki her şeyin olduğu gibi yalnızlığın da bir haddi vardır. insan en nihayetinde sosyal bir varlık. Uzun bir zaman dilimini yalnız geçirdiğinizde, sosyal yeteneklerinizi de kaybetmeye başlarsınız. Ve sosyallikten daha da uzaklaşırsınız. Bu Tarih çözemediği için, tarihi sevmeyen bir insana benzer. Sosyal olamamakta bir nedendir yalnızlığa. ''Yalnız kişi, kuyuya benzer. içine bir taş atmak kolaydır ama bu taş dibe inecek olursa, deyin bana, kim çıkarabilir ?''Böylesi bir kuyuya yeterince bakarsanız, kuyunun da size baktığını fark edersiniz. insan nede olsa çevresinin toplamı değil midir ? Ve yine bu nedenle, insanın hiç mi hiç bir çevresi olmazsa, tamamiyle kendisi olacağı söylenebilir mi ? Başka bir deyişle, kişi kendi öz benliğini keşfetmek için, yalnız kalmalıdır. insanlar boş zamanlarda sosyal aktivitelere çok fazla önem veriyorlar. Onlar için, hafta sonunu evde ve tek başına geçirmek tamamiyle aptallık. Aslına bakarsanız bu yine yazının ilk cümlesine göre cevaplanabilir. Ama yine de cevap vermek gerekirse, bilinçli bir korkaklık (dolayısıyla yalnızlık) bilinçsiz bir aptal olmaktan yeğdir. Böyle bir durumda aptal mutluluğu isterseniz, yapmanız gereken şey, sizi aptallaştıracak geçici bir madde bulmak olur. Ki bu krizler geçirdiğiniz anlarda ufak bir antidepresanla oldukça çözülebilir. Başkalarınıın yargılarına göre yalnızlığını yorumlamaktansa, dön ve sana neyin huzur verdiğine ve ne istediğine bir bak.
Yalnızlığı seven insan, insanların gerçek yüzünü görendir. Yüzüne gülenlerin, aslında arkandan ne kadar atıp tuttuklarını anlayandır. Yalnızlığı seven insan, dünyada olan biten kötülüğe seyirci kalmaktan yorulmuştur. Kendi dünyasında yaşamak onu mutlu eder. Başka kimsenin onun dünyasına girmesini istemez. insanlara inancı yoktur.
Mecbur bırakılmış hiç kimse yalnızlığı sevmez, seviyorum da demez. Yalnızlık içten gelir, bir seçimdir. Kimsesiz olmaktan çok kendinle olmaktır. Bunu seçmiş insandır.
Kendiyle barışık, kendini keşfetmiş, kendiyle mutlu olup, huzurlu olabilen insandır.
Uzun süreli kalabalıklar, yoğunluklar sıkar o insanı, kendini özler.
Kahve içer, film izler, yazar, çizer, en sevdiği tatlıyı yapar şımartır bedenini ve ruhunu...
iyi ki böyleyim der...
Ben gereksiz insanları sevmiyorum ve bu da bir noktadan sonra yalnız olmayı getiriyor. Kendimi normal hissetmeye ihtiyaç duyduğum için belli periodlarda insanlarla görüyorum.
ilber hocanın da dediği gibi, türkler yalnız yaşamayı bilmiyor. herşeyi toplu halde yapıyoruz. bu şekilde insan kendini geliştiremez. yalnızlık iyidir ama içine kapanık olmaması gerekir insan. yoksa depresyona girer. kendine bazı uğraşlar edinmelidir.
benimdir ve çok severim. kendi kendine yetebilen
insanlardanım. çok gürültü sevmem.
mutlaka kendimi oyalayacak birşeyler
bulurum evimde. sokakarda çok gezmeyi,
göz önünde olmayı sevmem.
çok fazla kimsenin evine gitmem arkadaşlarımdan. çok yüz göz olmam kimseyle. sınırlarım vardır, bunu da herkes hisseder.
yani klas yaşamayı severim.
yalnızlığı sevmesi kimseyi sevmeyeceği kimseyle beraber olmayacağı vs gibi anlamlara gelmez.
aksine yalnız kalamayan insan bağımlıdır.
her türlü bağımlılık kötüdür ve gerçekten mutlu etmez.
zamanla bağımlı olduğu insanları sıkmaktan öteye gidemez.
kendim için konuşursam yalnız kalıp düşünmek her zaman iyi gelmiştir.
sosyalleşmek istediğim zamanda gayet sosyalleşirim ve çokta keyif alırım her şeyin dengesini tutturmak gerekiyor.