manevi anlamda yalnız kalmak , birde maddi anlamda yalnız kalmak vardır.
her ikiside, duruma göre hem iyi olabilen hemde kötü olabilen şeylerdir. hissedildiğinde acı verir genelde. ama yinede yalnızlık kalabalıktan daha iyidir.
merak etmeyin, kalabalık içinde yalnız kalmak gibi depresif cümleler kurmayacağım, o kadarda psikolojim bozuk değil şükür. ama o kadar abartmamak gerekiyor. elinde sonunda herkesi biri buluyor. tencerenin bile yuvarlanıp kapağını bulduğu dünyadayız yarabbi. ki biz neden bulmayalım yol arkadaşı , ev arkadaşı, aşk arkadaşı vs.
çok üzüldüğünde, çok yorulduğunda, doğruyu yanlıştan ayırdığında, hak dağıttığında ya da herkes evine döndüğünde, sokaklarda rüzgar kimseye çarpmadan süzüldüğünde, kendine sadece kendine inandığında içinde bulunduğun durumdur. bazen üzüldüğün bazen sevindiğin durumdur. gerçektir.
anlatacak çok şeyin varken anlatamayıp sadece içinden konuşmaktır ya da kendini tutamayıp o sessizliği doldurmak istercesine kendi kendine konuşmaktır.
içinde kopan fırtınalarla yaşamak zorunda olmaktır.
seni sevecek, sahiplenecek, saracak birinden mahrum olmaktır.
tüm bunlara rağmen,
seni sevecek birini sokamamaktır hayatına.
sevmeye cesaret edememektir ya da.
kendini bile bile mutsuzluğa itmektir.
güvenememektir.
bir seçenek daha vardır tabii,
bulamamaktır sana yetecek birini.
ya da sevgini hakkıyla taşıyabilecek olanı.
bu yüzden de bile bile seçmektir kimi zaman, tüm bu karmaşayı.