yalnız kalmak ve yalnız bırakılmak iki ayrı şeyi anlatır. yalnız kalmak bazen yalnız kalma ihtiyacından ileri gelse de yalnız bırakılmak her ne olursa olsun istenilesi bir şey değildir.
gün gelir insan kimle konuşsa, kimin yanında olsa yalnız hisseder. kendisi bile ağırlık yapar kendine. yalnızlığı kendi haline bırakmayı yeğler. nasıl olsa hiçbir his kalıcı değildir.
yalnız bırakılmaya gelirsek, kişi yalnız kalmak üzerine yazı yazmayı bile yarım bırakacaktır.
şu sıralar başıma gelen ve hiç memnun olmadığım olaydır.
eskiden etrafımda çok insan vardı hepsiyle aram iyi değildi ama en azından sohbet edecek muhabbet edecek insanlar vardı yanımda hiç bir şey olmasa haftada 3-4 gün halı saha maçım olurdu ona gider insan yüzü görürdüm sözlük.
ne oldu bilmiyorum ben mi değiştim acaba ama değişmedim biliyorum insanlar neden uzaklaştı benden. eskiden dersten çıkınca eve gidemezdim şimdi ders biter bitmez çıkıp eve gidiyorum mal mal oturuyorum.
ne oldu hiç bilmiyorum ama bu hayat bana göre değil hiç değiştirmek için bir şeyler yapmalı ama ne. en kötüsü de nedenini bilmemek biri çıkıp dese ki şundan kötü aramız yetecek ama olmuyor işte.
Yalnız kalmak değil de kalabalık içinde yalnız olmak insana koyan. Yarın yeni üniversiteme başlayacağım nasipse. Eski üniversiteme de alışamamıştım bu yüzden korkuyorum sanırım. Alışmam lazım ama yalnız olacağım düşüncesi beni geriyor sözlük. Bir insanla konuşabilmek için telefona sarılacağım düşüncesi üzüyor.
Yalnızlıkların insanın vücudunu çepeçevre sardığı bir hengâmede sessizliğin, özlemin, boşlukta kalmışlığın acılarını yüreğine basıp; o sessizliğin içine sızıp, o özlemin derinlerde hissederek, boş bir şehrin, bomboş sokaklarında deli divane dolaşıp acılara gem vurmak.
insanların neden bu kadar korktuğunu anlamadığımdır.
ne bileyim düşününce ortalama insan ömrü her şey yolunda giderse 80 yıl falan. şahsen yirmi yaşında bi insan olarak biri ile elli atmış sene boyunca aynı evi, aynı hayatı paylaşmak çok ama korkunç. düşünsene yeri gelecek canın sıkkınken, belki konuşmak istemiyorken "ne oldu?" dediğinde cevap vermezsen ikinci bir sorunun olacak. hayatı geçtim kafandan geçen düşünceleri bile paylaşmak gerekecek.
sevilmek? sevilmesen ne olacak ki? ne değişecek yani? insanlar beni sevse de sevmese de ben bu pazar günü evde pc başında oturuyor olurdum mesela. hava buz gibi. dışarı çıkmaktansa bunu tercih ederdim herhalde. ya da ine resim yapardım. ne bileyim yine çok çay içerdim. yine bi şeylere canım sıkılırdı.
insan ulaşamadığı şeyi gözünde o kadar büyütüyor ki. ama eninde sonunda ulaştığında da bu muymuş? bu kadar mıymış? deniyor. o kadar abartıp süslediğiniz püslediğiniz yalnız olmamak, aşk, sevgi bu kadar işte..
sevenim çok, çağırsam anında gelirler yanıma, arasam açarlar. sevdiklerim de var. uzun zamandır hep beraber olduklarım.
bazen kaçıyorum hepsinden, sığınmak istiyorum kendime, içimdeki fırtınayı dinlemek, dindirmek istiyorum. bazen kaçıyorum. sonra bir an geliyor. içimin sıkıldığı, nefesimin battığı bir an. kendime katlanamadığım, duygusal olarak acı çektiğim ve nedenini bilmediğim bir an geliyor işte. o zaman çıkmak istiyorum bile isteye sığındığım yalnızlığımdan.
insanların huzuru kendi içlerinde bulduklarına dair duyumlarım var. ben de kendi içimde kendi huzurumu arıyorum çoğu zaman. bütün bu arayışların benim için değişmeyen tek bir sonucu var: benim içimde, huzur yok! hatta ben, kendimi bilerek ve isteyerek huzursuz ediyorum. kendimden uzaklaşıp farklı hayatların sesini dinlediğimde, farklı hikayelere odaklandığımda batmıyorum kendime artık.
bu bir psikolojik sorun mudur ya da bir test midir hayatın bana sunduğu bilmiyorum. bildiğim tek şey, çok uzun zamandır böyle olduğum. siz nasıl yapıyorsunuz, nasıl becerip kalıyorsunuz kendinizle diye okumadığım entry, blog vb. zımbırtı kalmadı. hiçbiri ben değil. hiçbiri hissettiğim gibi değil. içimde büyük, derin ve hiç kapanmayan bir boşluk varmış gibi. hayatıma giren her insanla kapatmayı denediğim kocaman bu boşluk ben her yalnız olduğumda beni yutacakmış gibi.
ağlamak isteyip ağlayamadığım zamanlar, uyumak isteyip uyuyamadığım zamanlar ve ölmek isteyip hiç beceremediğim zamanlar var.
kendimden korumak için kendimi, başka insanların boktan dertlerine çözüm aradığım çok zamanlar var.
ana tema "yalnız kalmak." korktuğum, korktuğuma da hep şaşırdığım durum.