çıkmaza girilen anlardır. yeni sevgiliniz yanınızdayken, eski sevgilinizin mesaj atması ve sevgiliniz kimdi o mesaj atan diye sorduğu zaman, hiç bizim mahmut abi gibi cevaplar vermek zorunda kaldığınız anlardır.
sesini duymayı, uzun uzun sohbet etmeyi, birlikte kahkahalar atmayı özlediğini fark ettiğinde kendinden kaçmak ve kendini kandırmak için uydurman gereken bahanelere ihtiyacın olduğu an yalana en çok ihtiyaç duyulan andır. yalanların en afilisi kendini kandırmak için söylediklerindir..
Kendinizi sorumlu hissettiğiniz durumlarda, içinizdeki pişmanlığı hafifletmek istediğinizde kullanırsınız mesela. Tabii bu yalan genellikle kendine söylenen türdendir.
bazen kafayı yiyecekmiş gibi hissediyorum. beyin kıvrımlarım arasında bellek denilen balta girmemiş ormanda dolanırken özellikle. hatırladığım şeyler var unutmak için her şeyimi feda edebileceğim.
bir olayı hatırlamak da değil üstelik.. her ince ayrıntısına kadar tekrar tekrar yaşamak. kendimi o an' ın içerisine çeken vakum hissinden kurtaramıyorum bazen. içerisinde kayboluyorum. günler sürüyor.
bu süreçte işe gidiyor, insanlara cevap veriyor bir robot misali günlük rutinleri gerçekleştiriyorum. ama aslında ben o an oraların yakınında bile gezinmiyorum. yaşamak fiili benim için sadece nefes alabilecek kadar kendini kandırmaktan ibaret tam 3 yıldır.
-her şey daha güzel olacak.
-her gecenin bir sabahı vardır.
-bir gün bu günlere bakıp güleceksin.
...
..
.
ben yalansız yaşayamam.
yalan bir nevi oksijen tüpüm.
burnumun uzadığını yalnızca ben farkediyorum, şu an masada duran gözlüğün camından yansıyan yüzümde.
hasta olduğunuz zamanlarda.
etraftan berbat görünüyorsun cümlesini duydukça daha da kötü hissetmeye başlıyor insan.
"gayet iyi gördüm seni" yalanını bazen kullanmak gerekir.