Gerçeğin tersini göstermek, olmuş bir şeyi olmamış, olmamış bir şeyi olmuş gibi göstermektir yalan. Yalan söyleyen kişi bunun kötü bir davranış olduğunu bilir ve bu açıdan baktığımızda kişi yalanlarıyla herkesten önce kendini kandırır. Çünkü yalancı insan kendisine "yalancı" denilmesini istemez ve bundan endişe duyar. Yalancı olduğunu kabul etmemesi de elbette başka bir yalandır. Dürüstlük ne kadar ahlaki ve insanı bir özellikse, yalan söylemek de ahlak ve insanlık dışı bir harakettir.
bu şarkının hissettirdikleri öyle garip ki ve öyle değişmiyor ki...
Ansızın tarifsiz gelir ya
O zamanlar sormaya cürettin kalmaz olanından
Feri soluk, niyeti kayıp, dardayım
Aşk nefrete ne yakınsın
Kin kırdı her okşamak istediğimde seni
Elimi gözlerimi gömdüm tebessüme
Yalnız kendine inkarın
Sadece senden kaçarsın
Halin ele verir anlamazsın
Yalan söyleme bana
Gözlerin anlatıyor herşeyi
Yalan söyleme bana
Yalan söyleme bana
Gözlerin anlatıyor herşeyi
Zaten yoktur nedeni
Uzak düşmüşüm kendimden, aklım fikrimden
Çaresiz sürükleniyorum
Bilerek peşinden
Yalnız kendine inkarın
bencil gölgelerin altında,
uzun sürmeyi kendine hak gören,
bir diken,
kimi zaman zihnine yakınlaşmaya başlayıp,
ruhunu delen..
kimi zaman da arkanı dönüp,
gitmene sebep olan,
neden..
Ben güzel günlerin şairiyim
Saadetten alıyorum ilhamımı
Kızlara çeyizlerinden bahsediyorum
Mahpuslara affı umumiden...
Çocuklara müjdeler veriyorum
Babası cephede kalan çocuklara...
Fakat güç oluyor bu işler
Güç oluyor yalan söylemek...
yalanın yaptığını doğru bilinenler mi yıkar, yalan gerçekleri gösteren bir aracı mıdır?
kendi götünü kurtarmak için mi söylersin, başkasınınkini mi, yoksa sadece alışkanlık mı?
yoksa bana göre yalan olan sana göre doğru olan mı, öyleyse bana göre doğru olan da sana göre yalan olmalı.
bir söyleten bir de söyleyenin olduğu bir şarkı mı? öyleyse orkestra nerede? derim cevabını da beklemem. hem çalıp hem söyleyecek kadar yeteneklisindir belki.
bir insanı yalanlarına inanacak kadar sevmek mümkün mü o insan yalanları ile mutluysa eğer?
iki insan aynı yalana inanıyorsa bu onu doğru kılmaya yeter mi?
neden herkes yalanları yakalar, doğrular yakalanamayacak kadar uzak mı?
herşeyini kaybetmeyi göze almış bir yalancı; bir insana herşeyimsin derken başka bir yalanın ağzından, "şimdi ben de mi yalanım" diye düşünmez mi insan?
en büyük yalan; yalana inanmak mıdır, doğruların varlığından şüphe etmek mi?
nedir yalan?
güneşli bir havada üşümek mi?
nedir yalan?
intihar edip ölmemek mi?
kim alçalır yalana inanınca, kim yükselir doğruyu bulunca, bütün dünyayı kıyamete sürükleyebilecek yalanlar da var mı?
ya yalansa tüm bildiklerin, ya doğruysa yalan diye söylediklerin?
yalan insanın patentsiz buluşu, nesilden nesile şekil değiştirerek akan bir miras, herkesin icra edemeyeceği bir meslek, sadece inanmak isteyenlerin inandığı ,söyleyenin kendisini kurnaz sandığı, karşısındakini aptal sandığı bir körebe oyunu. bulursunuz da bulmumış gibi yön değiştirirsiniz hani, gözünüze bağlanan bez parçasından sureti görür de görmedim dersiniz hani,üç maymunun evriminin aldatmacasına kapılmış gibi el yordamına güvenirsiniz de kollarınıza bir yastık verirler ve birlikte delice gülersiniz, gülüşünüzün rendelendiğini göremezler, gözlerinizde bulmamış gibi yapmanın hüznü bağlıdır; onlar mutlu olsun diye. gözlerinizi görmedikçe inanmazlar hüznünüze.
ben de gözümle görmeden inanmam seni bulduğuma, sen gelip çıkarmadan gözümdeki bağı sürdürürüm yalanını seni mutlu edecekse. yalanlarına alıştığım gibi gözlerime bağladığın karanlığa da alışırım. sana alıştığım gibi senin olmadığın gemilerde deniz yüzdürmeye de alışırım.
yalan dediğin nedir lan? sen yine de söyle, yeter ki susma. doğruların boğazını kes ben akan kanı yalancı şahitliğimle temizlerim.
nedir yalan?
sen söyledikçe doğurganlaşan bir tanrıça mı?
olsa olsa beni senden götüren tirenin battığı sulardır. olsa olsa kaybettiğin herşeyin olan "yalan"dır. eğer senin herşeyinsem olurum yalan. yalan da olurum ulan! sen ol dedin de ne olmadım ben!