“Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanmaya başlayacaklardır. Yalan, ancak Devletin halkı yalanın siyasi, ekonomik ve / veya askeri sonuçlarından koruyabileceği süre boyunca sürdürülebilir. Dolayısıyla, Devletin muhalefeti bastırmak için tüm yetkilerini kullanması hayati önem taşır, çünkü gerçek, yalanın ölümcül düşmanıdır ve dolayısıyla gerçek, Devletin en büyük düşmanıdır.”
kararli ve yuksek tok bir ses, gozlerdeku karalilik, ozguven, rol yapabilme vs. ama en onemlisi rol dur. kendinizi o role kaptirmazsaniz gozleriniz sizi ele verir zaten. herzaman kendiniz,olmak zorunda degilsiniz. hatta hicbir zaman kendiniz olmayin, rol yapin. tabi amaciniz yalan dolanla dolu bir hayatsa.
'sana yalan borcum mu var?' ve 'seni inandırmak zorunda değilim, sen bilirsin' kalıplarını kullanmamaktır. zira bu kalıpları kullanan insanlar ağır yalancıdır.
yalana inanip soyledigin kisinin gozune bakacaksin sonra yalani yapistiracaksin fakat yalani daha ileride baska yalanlarla ustunu ortmek icin unutmayacaksin ve ses tonunda her zamanki tonunu kullanacaksin gibi tavsiyelerdir.
" ayşe sen 2. Kapıdan çıkmıştın hatta. Sonra durağa gitmiştin" gibi.
edit: "yalancının mumu yatsıya kadar, illaki ortaya çıkar" diyenlere kulak asmayın. eğer hafızanıza güveniyorsanız gerekli bütün yerlerde yalan söyleyin.
açıklama, hesap verme ve türevi sıkıcı şeylere maruz kalmaz hatta iyi kıvırırsanız işi üste çıkıp özür bile dilettirebilirsiniz.
hem böylelikle karşınızda ki yalan söylediğinde de hemen anlıyorsunuz.