Söylemeyin. Mumu yatsıya kadar sürecektir. Gerçek ortaya çıktığında deve kuşu misali kafanızı gizleyecek yer ararsınız sonra. Bir de güven kaybı var ki kolay kolay yerine gelmez. Yalan söylemeye değmez velhasıl. Doğruyu söylemekten vazgeçmeyin. Bir de şu var ki yalan çorap söküğü gibidir. Bir kere söylendi mi onu gizlemek için başka yalanlara ihtiyaç duyulur.
" ayşe sen 2. Kapıdan çıkmıştın hatta. Sonra durağa gitmiştin" gibi.
edit: "yalancının mumu yatsıya kadar, illaki ortaya çıkar" diyenlere kulak asmayın. eğer hafızanıza güveniyorsanız gerekli bütün yerlerde yalan söyleyin.
açıklama, hesap verme ve türevi sıkıcı şeylere maruz kalmaz hatta iyi kıvırırsanız işi üste çıkıp özür bile dilettirebilirsiniz.
hem böylelikle karşınızda ki yalan söylediğinde de hemen anlıyorsunuz.
yalana inanip soyledigin kisinin gozune bakacaksin sonra yalani yapistiracaksin fakat yalani daha ileride baska yalanlarla ustunu ortmek icin unutmayacaksin ve ses tonunda her zamanki tonunu kullanacaksin gibi tavsiyelerdir.
'sana yalan borcum mu var?' ve 'seni inandırmak zorunda değilim, sen bilirsin' kalıplarını kullanmamaktır. zira bu kalıpları kullanan insanlar ağır yalancıdır.
kararli ve yuksek tok bir ses, gozlerdeku karalilik, ozguven, rol yapabilme vs. ama en onemlisi rol dur. kendinizi o role kaptirmazsaniz gozleriniz sizi ele verir zaten. herzaman kendiniz,olmak zorunda degilsiniz. hatta hicbir zaman kendiniz olmayin, rol yapin. tabi amaciniz yalan dolanla dolu bir hayatsa.