günü, an'ı kurtarmak için başvurulan durumdur. halbuki doğruyu söylemek sadece o günü, o an'ı kaybettirirken, sonrasında doğruluk mekanizması yerleştiğinde içinize ferahlık çökecekti. çöker yani. yalan söyleyince hep bir sarı kartla oynayan futbolcu gibi düşünün kendinizi. kırmızıya dönüşme ihtimali olan bir şey misali gibi. başta bahsettiğim gibi o an'ı kurtarma meselesi. gol olması. diye pozisyonu kurtarmak için sarı kart görmek gibi. halbuki gol olsaydı, gol olurdu alt tarafı. dünyanın sonu mu değil. doğruyu söylemekte buna benzer bence.
pembesi makbuldür ve fazla zarar vermez. ancak asla aşırıya kaçınılmamalıdır.
-bugün gidip 5 tane yeni ferrari aldım
-yaaa.allah kazadan saklasın
-sonrada 5-10 tane ev alıyım dedim
-yaaa..güle güle otur
-fenerbahçe şampiyonlar ligi şampiyonu olmuş
-hassssiktr laan...salak mıyım ben **
rengi, küçüğü ve büyüğü hep kötü olan şey. birinin aptallığından yararlanmak değil, masumluğundan yararlanmaktır. ama yalan söyleyen, öyle düşünmez bence. öyle düşünse yalan söylemez zaten. ya da düşünmek istemez, işine gelmez. bilmiyorum. ama iyi bir şey olmadığı kesin.
kendini kandırmaya bile insan gocunur iken, yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmek kötü bir şeydir tabii ki. gerçekten insan, hiç bir konuda en ufak dahi yalan söylemese, yalan söylemeyi beceremediği için hiç buna yanaşmasa; hayat çekilmez mi olur, yoksa hakikat ile , ben buyum işte, vicdanımın rahatlığı ile , bir gün teker teker, doğrular ne getiriyor insana diye, insanlar bana gelecek düşüncesi, örnek olacağım düşüncesi midir. hayalcilik bile olsa ikincisi. en azından doğruluk uğurunda, yol almayı istemek bile, bir çaba göstergesidir. bu çaba bile vicdana su serper.
insan ancak olabildiğince az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olur; yoksa olabildiğince az yalan söyleme fırsatını bulduğunda değil. *
insanların size olan güvenini hissettiğinizde daha da zorlaşan eylem.
son zamanlarda içimde bir sıkıntı vardı. vizelerin stresidir deyip önemsememiştim. ama vizeler bitti bir hafta oldu hala geçmedi. oturup bir özeleştiri yapınca sıkıntının kaynağının aileme söylediğim yalanlar olduğunu fark ettim. "beyaz yalan onlar ya" diye kendimi kandırdıkça sayılarının arttığını fark edememişim. son olarak bu akşam da hatamı gizlemek için bir başkasına yalan söyledim ve artık vicdan azabından kanım çekiliyor, elim ayağım donuyor resmen. bu gidişata bir dur demek lazım. bu gece itibariyle kendimi beyaz yalanlardan da olabildiğince arındırmaya çalışacağım.