Kişinin yalan soyledıgını anladıgım anda soruyu yinelerim. Bu sefer aslında gercegın farkındayım gibisinden bir bakış ile göz teması kurarak aynı yalanı tekrarlankenki yüz ifadesini beklerim ve gülerim. Sebepsızce bunu yapıyorum.
--spoiler--
la oğlum var ya, işe o kadar geç gidiyom ki patron bi gün çağırdı taam geç geliyorsun biliyorum da bari benden geç gelme dedi ehehe
--spoiler--
--spoiler--
-oğlum 3. zammımı aldım lan bu sene maaşım 4600 oldu eheheh
--spoiler--
la oğlum bak sana burdan sesleniyorum. yeter la bi siktir git, kendini parmakla.
sikme bizim kafamızı.
bozsanız bu sefer farklı yalanlar üreteceğini bildiniz için ki; üreteceği başka yalana inanma riskiniz olacağı için bozmazsınız.
en azından yalanı farketme rahatlığıyla dinlersiniz mis.
günlük şehir hayatının normalidir. bugün o yalan söyler sen bozmazsın, yarın sen yalan söylersin o bozmaz, böylece devam edip gider. ha ben hiç yalan söylemem ki dersen bu yalanın daniskasıdır.
bunu tekrarlamaması için kırmadan söylemek gerekir yaptığının yanlış olduğunu. ki bu yaptığı, çevresinde ki insanların kendisine olan güvenide azaltacaktır.
ayar vermeye çalışan insanı bozmamaktan bin kat iyidir,
hiç olmasa o belkide masumane, kendi egosunu doyurmak için pembe yalanlar söylüyordur.
fakat ortamda karşısındakini yermek için ayar üstüne ayar düzenlemesine kalkışan kişiyi bozmamak için nekadar sabredilebilir.
üstelik bunun kaynağında, kendi görüş ve algılama duyularını, kendi yalan yanlış görüş açısıyla beslediği gerçeğinin yatması vardır.
zeki insanın bozmaması yalan söyleyen kişiyi tekrar yakalayarak hangi konuda inanıp inanmayacağını belirlemesine bağlıdır. üşengeç insanın bozmaması "onun öyle olmadığını ikimiz de biliyoruz, neden yalan söylüyorsun ve ne haz duyuyorsun bundan"la başlayıp yarım saat sürecek diyaloglara girip mevzuyu uzatmak istememesine bağlanır.
kendini rezil etmesini zevkle izlemektir. içinden 'salak yeaa' diye geçirirsin, dışından 'oo devam et baba' diye gazlarsın. en sonunda ortamdaki güruh tarafından gıyapta mal ilan edilir ve artık siklenmez. geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkar zerzevat.
çok zor durumdur azizim. bir yandan; ulan bu çocuk niye böyle? diye şikayet eder insan kendi kendine, diğer bir yandan ulan bu herif madem böyle niye ben bu adamı hala dinliyorum diye sıkıntı verir insana. kısacası söylenenin kendisine cevre edinme acısından zararı olduğu gibi dinleyen insanı da durduk yere gereksiz düşüncelere itmesi de cabasıdır.