insanın yalan söylediğinde ki rahatlık halidir. o yalanla birlikte sizi bir huzur kaplar, açık vermemek yalanlar yalanları beraberinde getirir ve bir bakmışsınız yatsı olmuş.
gerçekler acı olduğu için yalan söylemeye gerek yoktur. bırakın acılar da yaşansın bu hayatta ama asilce.
"gerçektir bilinen tek başına yalan iki kişiliktir."
evrenin kendi ekseninde döndüğü gerçeğinin farkında olanların yüzü suyu hürmetine yalan sayesinde bir avuç varsılın sahip olduklarının milyarların yoksulluğuna eşit olduğunu görememek safdillik olurdu. yalanın kendini kandırmak olduğunu iddia ederek bu yanlışa ortak olmak yalancıların kucağında fahişe muamelesi görmek çok hazin bir şey.
yalanın karşıtının doğru olduğu kadar gerçeğin de karşıtıdır yalan. ama gözünüzün içine baka baka yalan söyleyen bir kişi merak etmez bu hafifliğinin karşıtı nedir diye? çünkü gerçeğin hiç bilinmediği bir yerde bir hükmü yoktur bu hafifliğin. aynen yalanın gerçeğin bilindiği yerde bir hükmünün olmaması gibi. kendi yalan dünyasında başkalarının yangınında evlerini ısıtıp yemeklerini pişirenler nerden bilsin ki hafifliğinin hayasızlık manasına geldiğini.
yalanın değeri üstünü örttüğü hakikatten kat be kat büyüktür çoğunlukla. gerçek ne kadar baş döndürücü ise örtü o derece büyük, yalan o kadar hafifletici sebeplere dayanır. evren kocaman bir yalan dışına çıkabilseniz örtünün büyüklüğünü görebilirsiniz mesela.
ne demişti isa;
"sadece gerçek sizi özgür kılar." hür olmayı isteyen kim. çoğumuz canımızı dişimize takıp bir sahip olduğumuz şeylerin esiri değil miyiz?
buna karşılık;
"mülk allah'ındır." demişti muhammmed ve meşhur hukuk aforizması "adalet mülkün temeli."
Yoktur, kesinlikle. Yalan söylemek omuzlarınıza kaldıramıycağınız ağırlıklar yükler, bilhassa kar topu iken çığ gibi olursa. Lakin yalan söyleyen tek bir yalanla kalmaz.