ne kadar yakışıklı olduğunu duymanın ihtiyaç haline geldiği durumdur. O kadar çok duymuştur ki ne kadar yakışıklısın iltifatlarını, duymayınca söyletmek için türlü kelime oyunlarına girmelerine neden olur.
çok güzel bir durumdur. ohoo. anlata anlata bitiremem.
yanından şarkı mırıldanarak geçip sana yan yan bakmaya çalışan kızların düştüğü durumu izlemenin verdiği keyifi mi dersin, arkanı döner dönmez büzüşüp kikirdeyen, sevinçten "iyk vıyk" diye sesler çıkaran kız gruplarını duymanın verdiği keyifi mi dersin, komşu teyzelerin olağanüstü iyi davranmalarını mı dersin, minibüsteki orta yaşlı emeklinin "ah ulan senin gibi genç olucaktım var ya" diye iç geçirmesini mi dersin, kalabalık mekanlarda seni gösterip gösterip konuşan dişi takımını mı dersin. süper bir şey. herkese tavsiye ederim. en kısa zamanda yakışıklı olun.
edit: vay amk. bu entryi bakalım kaç kişi eksiliycek diye yazmıştım. hemen eksiye boğmuşlar. ne ilkel insanlarsınız lan. kıskanmak geçen yüzyılda kaldı sanıyordum.
seksi ve yakışıklı erkek olmak, öyleymiş gibi davranınca daha beter bir hal alır. pek kimseyle konuşmazsan arkadaşlarında senin gibiyse ve herzaman beraber takılıyorsanız seksi olmaktan çok itici kategorisine girersiniz.
en iyisi kendini herkesle eşit seviyede görmektir. hoş muhabbet olmaktır. bu sayede insanların size önyargıları kalkar.
"Yakışıklı ne acayip di mi? Ben de yürüyorum, o da yürüyor. Ağzı var yemek yiyor, eli filan da var, ayni benim gibi. Düşününce totalde ayniyiz. Ama o yakışıklı. Bişey yapmasına gerek yok, dursa yeter. Ağzını açtığı zaman herkes onu dinler, saçmalama kredisi sonsuzdur. Senin bir tip yakışan sacın vardır, onun hepsidir. Kazıt o sacını senin cıksın topatan kavunu gibi kafan ortaya, o ise yine yakışıklı. Bir de bu durumun farkında değil gibi orospu çocuğu, ben ise hayatim boyunca bir jöleden çok şey bekledim. turistin mavi gözlü sarışın çocuğunu sevdiğimiz gibi, 32 yaşında olmamıza bakmadan 4 yaşındaki çocuğun etrafına toplanmamız, onu güldürmeye çalışmamız gibi severiz, utanmasak elimizi çocuğun omzuna atıp, 'ben ulrih`leyim siz hepinizsiniz var mısınız lan maça' dememiz gibi ucundan eklenmeye çalışırız yakışıklıya. "
(umut sarıkaya'nın benim de söyleyeceklerim var adlı köşesindeki bir yazısından alıntı)