bugün

Nokta kullan okurken nefes nefese kaldım.
bir o kadar acı olanı da, bu eylemi yapacağını söylemiş olması ve söylenenin bu itirafı dikkate almaması. gerçi nasıl alabilirsin ki? öyle bir şey ki bu, olduğunda farkına varılabiliyor ancak. elbette iş işten geçmiş oluyor. yani ne hayattayken bir şey yapılabiliyor ne de artık aramızda olmadığında. kahreden bir paradoks elde kalan sadece.
çok fazla çaresizliği içerisinde barındırır. hayatınızda onunla veya onsuz yaşadığınız bütün bardağı dolduran olayları gözünüzün önünden geçmesine sebebiyet veren, her şeyi sorgulatan ve sonunda bir miktar suçluluk duygusu içeren ve etkisi asla ama asla geçmeyen olay.
Askere gitmeden önce epey samimi olduğum, fakat askerlik sonrası ayrı düştüğüm bir arkadaşım intihar etti. Bir - iki sene oldu. Ara sıra aklıma gelir, hüzün çöker. "Ne gerek vardı be olum" diye içimden geçer.

Tamam yaşadığımız çoğrafya kaderimiz ve bir çoğumuz için kolay değil ağız tadı ile yaşamak. Fakat yarının ne getireceğini görmeden gitmek çok manasız geliyor bana. Kendi adıma konuşuyorum; işler intihara kadar geldi ise köklü bir değişiklik düşünmeli. Misal japonyaya turist olarak gidip, dönmeyip orada hayatta kalmaya çalışmak gibi, ya da ne bileyim bushcraft yaşamak gibi, aklınıza gelebilecek başka kurgular gibi.

Keşke arkadaşıma sahip çıkıp bu fikirlerimi ona da anlatabilseydim.
insanın başına gelebilecek en kötü durum olsa gerek. Ben zor atlatırdım herhalde.