yok öyle birsey en azından Türkiye için gecerli olmayan kriz!
ihracat yüzaltı milyar dolar oldu ya rekor kırdı ya,
ithalat ise yüzyetmiş milyar dolarda kaldı.
dünyanın en yüksek faiziyle borç alan biz değiliz ki!
bizim ülkeye yabancı yatırımcıların ilgisi yüzde yüz arttı ya
neresi denk gelirse alıyorlar ya
sıcak para giriyor ya ülkeye!
hem hızla yükselen bir ekonomimiz mevcut ya!
hemen etkisini gösterdi:
otellerde kdv indirimi yüzde sekize indi ya,
daha ne istiyorsun ?
yazın cıktığın tatiller!cebine zarar veremeyecek artık.
nedeni ve nasılı hakkında iktisat bilmeyen insan olarak, iktisat bilenlerden allah rızası için,iktisadi 3 cümleyle cevap istediğim krizdir.
başımızı çok ağrıtacak krizdir, hükümet olası krizden önce türban sıkıntısını piyasaya sürmüş ve krizin içsel dinamik tetikleyicisi olarak türbana sarılmayı uygun bulmuştur.
kimsenin ağzı sulanmamaktadır muhtemel krizden nemalanmayı düşünmek ciddi paraya sahip olan insanların ya da fon gruplarının düşüncesi olabilir.
biz mi? yıllardır bu tehlikeye karşı uyaran insanları ısrarla dinlemeyenlere karşı en fazla acı bir tebessüm ederiz o kadar. zira biz de %47 gibi bu geminin tayfasıyız.
ortada yalan yanlış bir bilgi falan yoktur. cari açık bertaraf edilemediği gibi, üretim artmamış, vergi gelirleri azalmış, borç stoku inanılmaz derecede büyümüş, istihdam sorunu çözülememiştir. bu durumda tabi ki global bir kriz canımızı okuyacaktır.
yahu basit düşünmek gerek bazen...
bilgisayar yapabilecek donanıma sahip olmama rağmen üşendim, dolar üzerinden gittim bilgisayar aldım, dolar iki kat arttı. ne olurum ben?
düşünelim dolar neden ısrarla düşük tutulmaktadır? merkez neden doların kurunu yukarı atacak hamleyi yapamamaktadır? böyle yapması ihracatçıyı rahatlatmaz mı? çok gurur duyduğumuz ihracatımız daha da artmaz mı? iyi olmaz mı? olur peki neden yapılamıyor? dolar ve euro üzerinden borcumuz çok, ve o borcun karşılığı yok. yok kere yok, yok ulan yok.
türkiye ekonomisi ise yıllardır üreterek bir noktaya gelmek yerine, üretimi teşvik etmek, reel sektörü canlandırmak yerine, faizci ve borçlanan bir yöntem izlemektedir. yüksek faiz öde para gelsin. rakamlar yüksek çıksın. elalemin fonuyla sermaye piyasasına girmektir yaptığımız.
yalan yanlış bir bilgi yoktur ortada. görüntü kötüdür.
madem bir cari açığı kapatamayacaksınız, kapatamadığınız gibi 6-7 kat arttıracaksınız, vatanı bu kadar satmak neyin nesiydi allah aşkına?
iktisat bilen insanlarin yorum yapmasi gereken basliktir. ama tabi normal karsilamali, biber fiyatlarindaki degisimlerle enflasyon yorumu yapan yazarlarimiz hurriyet gibi gazetelerde ekonomi hakkinda yazabiliyorsa burada da herkes yazabilir.
Istanbul menkul kiymetler borsasina kayitli turk firmalarinin toplam degeri 400 milyara yakindir... borclarda o civarda. yani memleketi satsan borcuna yetmiyor gibi bir sey.
1.28 ile piyasaya 1 milyar dolar girdi yapan yabancinin ytl'ye cevirerek faiz gelirine , 1.15 dolar alip giderken boylece 1 milyar 282 milyona cikaran ve dunyanin hicbiryerinde olmayan %28 lik karin ardinda biraktigi cari vurgun-acik.. iyi bir ornektir. (yani ne diyor ic borclanmaya sebeptir diyor, ic borclanma 400 milyar dolar civaridir)
edit> hahaha kotulemis biri bunu, kesin bir tanidigi belediye de calisiyor.
herkesi derinden etkileyecek bir kriz karsisinda bazilarinin agizlarinin suyunun akmasi cok ilginc. ekonomimiz riskli ama bir çok yalan yanlış, eksik bilgiyle durumu daha kötü göstermek, bir panik havasi yaratmaya calismak kimseye fayda saglamaz.
nasıl ki sözde ekonomik iyileşme belirli bir yapısal iyileşme stratejisinden kaynaklanmamıştır, gerçek ekonomik kriz de ulusal piyasalarda halihazırda uygulanan politikaların çöküntüye uğraması nedeniyle olmayacaktır. petrol fiyatlarındaki artış, hammadde maliyetlerini yükseltmekte inşaat sektöründen, otomotiv sektörüne kadar pek çok işkolu bu sıkıntıyı fiyatlarına yansıtmak zorunda kalmaktadırlar. global ve derin bir likidite krizi kapımıza dayanmak üzeredir. peki biz bu krizi atlatabilir miyiz?
kimse kimseyi kandırmasın. hükümetin salt yüksek reel faize dayanan maliye politikası muhtemel likidite krizinde anlamını yitirecek ve hali hazırda imkb'de etkilerini gördüğümüz sıkıntı, tahvil bono piyasasına yansıyacak, hükümet parayı tutmak için ya faizleri fahiş derecede yükseltecektir ya da çılgınca bir özelleştirme programı ile milli değerler tüketilecektir. bu kehanet değildir. 1 sene içerisinde karşı karşıya kalacağımız gerçek senaryodur. bu krizi minimum zararla atlatabilecek ülkeler en temel ifadeyle tükettiğinden fazlasını üretebilen yani cari açık vermeyen ülkeler olacaktır. hâl ve gidişat hayra alamet değildir.