geçmek bilmeyen gecenin içinde kopan fırtınaları alıp götürendir. saflığın dul kalmış duyguları yalnızlık tarafından yatağa atılmıştır, bütün gece yalnızlıkla isteksizce sevişen saflık işte tam bu vakitlerde yataktan çıkıp kendini balkona atar, sigarasını yakıp mavinin en sevdiği tonuna dalıp gider. nasıldır ki o sigara bitmez, yoğun düşünceler duman kadar hafifler ve gece son şerrini toplarken duman, mosmor olmuş gözlerin ardından havaya saçılır, rüzgarın perdelere dolanması gibi dolanır ölüm düşüncesi uyuşmuş beyne, o kadar caziptir ki gözyüzü, ismini bile bilmediği bi mavinin içine batmak ister insan hemde hiç yüzeye çıkmak istemeden ve balkondan aşağı küçük bir bakış atılır...