bir merhaleden gunesle derya gorunur
bir merhaleden her iki dunya gorunur
son merhale bir fasl-ı hazandır ki surer
gecmiş gelecek, cumlesi ruya gorunur.
Modern Türk şiirini kuran şairdir. Kendine çok güvenmesinin diğer şairleri önemsememesine yol açtığı söylenir. Tanpınar'ın anlattığına göre bir gün Ahmet Muhip Dıranas ve Tanpınar'a artık şiir yazmalarının gereksiz olduğunu söylemiştir. Çünkü şiirin kendisiyle bittiğine inanmaktadır. Benzer bir durum da kendisi hayattayken oldukça popüler olan Garip akımı hakkında hiç yorum yapmamış olmasıdır. Bütün bunlara rağmen Türk şiirini klasikten moderne o taşımıştır. Kesinlikle öncüdür.
Mevsim iyi, kainat iyiydi;
Yıldızlar o yanda, biz bu yanda,
Hülya gibi hoş geçen zamanda
Sandım ki güzelliğin cihanda
Bir saltanatın güzelliğiydi.
okuduğum ilkokula ismi verilen, türk edebiyatının büyük şairlerinden biri.
bir dosta mısralar
Kâmildir o insan ki yaşar hâtıralarla;
Bir başka kerem beklemez artık gelecekten;
Her an doludur gözleri cânan ve baharla,
Kâm aldı bilir kendini, ömründe, felekten.
Bir kerre sevip vuslata erdiyse cihanda,
Ömrün iyi rüyâsına dalsın, uyusun rûh.
Bin zevk aramak kaydına düşmekle zamanda,
Her gün yorulup, nafile bin yıl yaşamış Nûh.
***
1884 yılında üsküp'te doğmuş edebiyatçıdır. 1915'ten 1922'ye kadar istanbul üniversitesinde ve çeşitli liselerde hocalık yapmıştır. (medeniyet tarihi, batı ve türk edebiyatı dersleri vermiştir) 1926 yılında polonya'da elçilik yapmıştır. 1927'de ispanya'ya gitmiştir. hindistan'a da elçi olarak gitmiştir. hiç evlenmemiştir. hayatının son dönemlerinde yalnızlığa sitemkar olmuştur. 1952 yılında vefat etmiştir. *
-tarihi ve eskiyi anlatan şiirleri diğer konularda yazılmış olanlara nazaran eski bir dille, osmanlı türkçesini içeren sözcüklerle yazılmıştır. (diğer şiirlerini daha açık ve sade bir dilde yazmıştır)
-ahenk ve musiki şiirlerinin temel niteliğidir.
-şiirleri yapı olarak eski, konu olarak yenidir.
-şiirlerinde tarih vardır ancak tarihin sadece güzel yanlarına değinir. lale dvri gibi dönemleri anlatır. bunun sebebi milli mücadele döneminde olan türk halkına bir nevi moral vermek istemesidir.
-şiirlerinde milliyetçilik vardır. ancak onun milliyetçiliği kültür milliyetçiliğidir.
-şiirlerinde ölüm, aşk, istanbul, deniz, sonsuzluk, tasavvuf vardır. bazı şiirlerinde din bazı şiirlerindeyse milliyetçilik ağır basar.
mehmet kaplan şiir tahlilleri'nde yahya kemal'in aşkını anlatır. saçma sapandır. nazım hikmet'in solcu olmasını bu aşka bağlar. bu mantıkla yetişen edebiyatçılarımız var. edebi alanın güdük kalma nedenlerinden biridir.
aşırı şişman bir edebiyatçımızdır. mehmet ali ünal ile aralarında şu diyalog geçmiştir:( m. ali ünal ise çok zayıfmış.)
yahya kemal: " seni gören kıtlık var sanacak yahu"
m.ali ünal: "seni gören de bu kıtlığın sebebini anlayacak." *
2008 yahya kemal yılıdır. saygıyla anıyoruz.
1884'de üsküp'de dünyaya gelen, osmanlı'nın ve türkiye cumhuriyeti'nin önde gelen şairlerindendir; 1958'de tedavi için gittiği paris'te yaşamını yitirdi. tevfik fikret ile, döneminde farklı edebi duruşları temsil ettiler. şiirleri sonradan ünlü müzisyenler ** tarafından bestelendi: endülüs'te raks, aziz istanbul,geçmiş yaz, rindlerin Ölümü, sessiz gemi.
ölümünün 50. yılında kültür ve turizm bakanlığı tarafından 2008 yılı, yahya kemal beyatlı yılı * olarak ilan edilen şarimiz;
etkinlikler kapsamında şairin tüm şiirlerini de içerecek bibliyografyası hazırlanıyor. ayrıca (gbkz: milli kütüphane) tarafından her ayın son cuma günü şiir dinletileri yapılacak.
dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç;
bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.
cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasından güneş doğmıyan büyük kapıdan
geçince başlıycak bitmeyen sükunlu gece.
gruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül.
ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül.
yamulmuyorsam, kendisi anadili gibi fransızca bilmekteydi, ve hatta ismet paşa ile lozan antlaşması için isviçre'ye giden heyette danışman sıfatıyla görev alan yazarımız idi kendisi.
edebiyatımızın öncü şairlerindendir. yazdığı şiirlerle bir çok şarkıya söz olmustur. şiirlerni bir kitapta buluşturmamıştır. öldükten sonra kurulan Yahya Kemal Beyatlı Enstitüsü tarafından şiirler kitap haline getirilmiştir.
yazarın notu; benim gerçek anlamda bir ışıktır. onun şiirleri sayesinde şiire merak salmış biri olarak, okumayanlar için mutlaka okumasını tavsiyed ederim. bir de şiirini koyalım... herkes bir şey bulacaktır eminim.
Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Dizelerin peygamberi derler kendisine. Türk şiir dilini yeni baştan oluşturan derin tarih bilgisine sahip olan büyük şair. nazım hikmet'in şiire büyük bir yeteneğinin olduğunu görüp onu cesaretlendirmiş. bu cesaretlendirme celile hanımdan dolayı mıydı bilinmez...
aruz şiirine hiç sempati duymasam da, üstadın birkaç dizesine kayıtsız kalmak namümkün. vatana ve istanbul'a tertemiz dizeler yazmış, onlar kirletildikçe.
bir şairin izleri, yapı kredi sermet çifter salonunda... **