okuduğum entrylerde çoğu yazar arkadaş spoiler vermeden filmi baştan sona anlattığından izlemeden izlemiş kadar olduğum filmdir. keyfimin .mına koydunuz hacılar.
şu filmi beğenmeyeni ve hatta gereksiz bulanı anlarım da eleştirmeye çalışırken "ehe johnnie walker daha o yılda yoktu, yok kedi garfield 1978 de çıktı, 1800'ler ohoo. tarih sırası yok, hata var ehe" diyen denyoyu anlamam arkadaş. ulan götünüzle mi izliyorsunuz arkadaş, hikaye baştan sona çizme satıcısının elemanları gaza getirmek için uydurduğu bir hikayeden ibaret. bi gidin akasya durağı falan izleyin, sizi o keser...
cem yılmaz'ın pratik zekasına şapka çıkardığım filmdir. evet bende bayılmıyorum fazlası ile küfür duymaya ama öyle ince nükteler var ki beğenmedim desem yalan olur. misal; düello öncesi ölçü olan cenaze levazmatçına ne yapıyorsun sen; diye sorup ölçü alıyorum cevabına al sana ölçü, 23 cm demesi sadece biri. oldukça eğlendiğim bir filmdi sadece bir komedi değil, bir macera filmi havası da veriyor insana. filmin en komik sahnesi ise bence bufolo taşakları ile büyü yaptıkları sahneydi ki kahkahalarla güldüm.( adam üşenmemiş yapmış o kadar dekor ve kostüm için bile, izlenecek bir filmdir. bkz:zafer algöz) şerif liod rolü ile vahi öz'ü fazlası ile yaşatmış muhteşem oyunculuğuna dikkat edin. filmin sponsoru olan cola turka eğlenceli bir oyun hazırlamış buyrun linki .http://www.yahsibatininharbikolasi.com .
--spoiler--
- aziz ; elmasın yerini buldum
+ lemi nasıl; yaptın?
- aziz ; chuck'ı konuşturdum
sözlük otamlarının çok bilmiş ulema tayfası tarafından eleştirilen ama tarafsız olarak yorum yapılacaksa; şu ana kadar en çok güldüren cem yılmaz filmidir. jeneriği, oyunculukları, konusu iyi ama özellikle yarattıkları western kasabası mükemmeldi.
finalinden anladığımız üzere sanırım devamı çekilecek bu filminde. ve ayrıca son karede çince yazan yazının anlamını bilen varsa aydınlatsın bizi lütfen.
cem yılmaz'ın eğlenceli filmlerinden sonuncusu. filmde tahmin edildiği üzere öyle muhteşem bir öykü yok. zaten cem yılmaz filmine gidenlerin böyle bir beklentisi olduğunu da sanmıyorum. diyaloglar, ince ve klişe esprilerin harmanlanması, göndermeler ile kırıp geçiren bir film olmuş. yer yer argo da kullanılmış ama nedendir bilmiyorum şahsen bu adamın filmlerindeki argo beni rahatsız etmiyor, dozunda ve yerinde oluyor.
estetik geçişler de yapılmış. film arası için verilen replik çok hoş bir ayrıntı olmuştu.
bu filme gidip gülmeyen biri ya cem yılmaz sevmiyordur ya da esprileri yakalayamıyordur. aksi halde gülmemek imkansız. tabi şöyle bir film daha var ki; (bkz: recep ivedik 3) bakınızda verilen bu filme gülüp, yahşi batı'ya gülmüyorsanız bir daha komedi filmi izlemeyin derim.
film vizyona girmeden eleştirenler kervanına katılmak için söylemiyorum, ancak eğer gazetede yazanlar doğruysa, 1880 yılında, teşkilât-ı mahsusa üyesi olan 2 kafadarın başından geçen hikaye için şöyle bir eksiklik söz konusu olmakta. teşkilât-ı mahsusa 1914 yılında kurulan bir kurum, dolayısıyla 1880 yılında 2 kafadarın bu cemiyete üye olması abest kaçmakta.
anlayan için çok ince tasarlanmış espriler vardır. at şeyine kelebek konması, kıllısını aramayalım, yerli malı, bir apaçi ağlıyor, ot içerken ozan güven' in ayağım yok deme sahnesi, burası kentucky tavuk sattırmayız, bizde samatya çocuğuyuz, biz çeroki 'lerdeniz!
ben grand cherokee, bu pajero ve bu da pontiac, kızılkayalar&bambi, işin yoksa şimdi on dakika ara, bunlardan sadece bazılarıdır. özellikle zafer algöz bizlere vahi öz'ü yad ettirmiştir, o nasıl bir oyunculuktur abi saygıyla selamlıyoruz seni. şimdi kızılkayalar&bambi esprisini herkez anlamaya bilir. özellikle istanbul dışından olanlar. birde ot içerken ayağım yok lan repliğini * ama diğerlerini anlamayanın zekasından şüphe duyarım. muhtemelen filmi beğenmeyenler recep ivedik hayranı kişilerdir. onlarda gitsin osurukla şişe deviren recebi izlesin hahaha ne komik laaa maunaaa goyimmm desinler.
not: espri seviyesi çok yüksek bir filim. emeğe saygı + rep.