çok pis bir şeydir. o an ağız dolusu küfretmek işten bile değildir. bu yavşak taşa basarsınız ve yere tam oturmamış taşın bir tarafı burnunu havaya diker. yağmurdan dolayı bu adi şerefsiz taşın altına su da birikmiştir. taş tekrar yerine oturduğunda alttaki su "floşk" efektiyle artık ne kadar sert bastıysanız paçalarınızdan dizinize kadar sıçrar ve üzerinizdekini berbat eder. bu noktadan sonra küfür serbesttir.
90'lı yıllarda mustafa yolaşan'ın sunduğu pazar bilmemkaç diye bir program vardı bilenler bilir, bilmeyenlar üzülmesin çok birşey kaybetmediler. orada gerzek bir yarışma olurdu,şans yolu diye, üzerinde sayılar olan bir platform vardı, amaç platformun sonuna kazasız belasız ulaşmaktı, her aşamada, her sırada tuzaklar vardı, yarışmacı tuzaklara basarsa boya fışkırırdı ordan üzerine, işte tam o'dur, yağmurlu havada yerine oturmamış parke taşının kenarına basmak.
belediyelerin resmi mayın tarlasıdır bu yere oturmamış oynak taşlar. her gün yürüdüğünüz yolda bulunan bu oynak taşları illaki gide gele ezberlersiniz artık basmassınız. amma ve lakin bir müddet sonra baska taslar yerinden oynamaya başlar. sizde tabii bunlara basmaya başlarsınız. ta ki seçim zamanı gelir belediye bu taşları söker yenisini takar. sizde kurtulursunuz.
boka bassanız daha iyidir. gider yağmurlu havada yere tam oturmamış taşa silersiniz ayakkabınızın altını sonrada yağan yağmurla birlikte ayakkabı altında kalan maddelerde akar gider. ama üstün başın ıslaklığını o yağmurda nerde kurutacaksınız, bir de suyun çamurlu olduğu gerçeğini düşününce en iyisi gidip boka basmak.
taşın büyüklüğüne göre olayın vehameti değişebilmektedir (bildiğiniz üzere değişik kentlerde değişik ebatlarda kaldırım taşları mevcut).söz konusu taşın ebatına paralel olarak basma eyleminin meydana getireceği durumun berbatlığı da artmaktadır.zira büyükçe bir kaldırım taşının üzerinde bu eylemi gerçekleştirirseniz burnunuzun içine çamurlu su,izmarit kağıtları ve envai çeşit pislik dolması olasıdır.çok dikkatli olmak lazım çok!