sigarasından derin bir nefes çekti,
söndürerek yağan yağmura teslim etti kendini, huzur bulabildiği tek hareketi belki. kapalı havalarda kendini mutlu hissediyordu ve yağmurda buluyordu huzuru. yavas yavas bir müddet yürüdükten sonra aniden durdu ve yüzünü bulutlara çevirdi, kendince yavaslatmıştı zamanı, kollarını yana doğru açtı, haykırdı içinden kimselerin duyamayağı cümlelerini. sadece "neden ben?" cümlesini dudaklarında dışarı atabildi. tek tek yüzüne çarpışını hissedebildigi yağmur damlaları yüzündeki göz yaşlarına eşlik etti. içini bir burukluk kapladı, "ya içimdeki göz yaşlarıma kim eşlik edecek" diye düşünürken.
yağmurda ıslanan saçlar çabuk uzar yalanına inanan çocuğun, yağmurun yağışını yukarı bakarak izlersem belki gözlerim de eladan yeşile döner diye yaptığı çocukken yaptığı salaklıklardan biridir. *