yagmurlu havada yurumek gibi, rahatlama eylemleri kategorisine eklenebilecek bir eylemdir. yagmur yagarken, oylece durup yagmurun sizi ve acikta olan her seyi islatisini izlemektir. amacsiz ve sebepsizce.
hakikaten cok rahatlatiyor. ha ama rahatladiktan sonra "hay kafami s.kim naptim lan ben sican gibi oldum" diye kendinize cemkirebiliyorsunuz. olsun yine de yapin, guzel oluyor.
turk filmlerinin ve dizilerinin romantik asik uzerinde uyguladiklari klasik yontemdir ayni zamanda. ulan her ask filminde mi bir yagmurlu sahne, sevdiginin evinin onunde yagmur altinda oylece bekleyen bir adam olur? oluyor iste.
bir eylül akşam üzeriyse, hava ılık ve sahiller boşsa, siz de yağmuru denizde belinize kadar ayakta durmuş bekliyorsanız; teslimiyettir. omuzlarınıza düşen sanki yağmur değil kendi gözyaşınızdır.
sokaktaki diğer insanların "deli mi ne?" bakışlarından rahatsız olunabileceği için her zaman, her yerde, her istendiğinde yapılması imkansız şeydir. gerçi, "dur bi yağmur altında öylece ıslanıyım geliyim hele." diyerek de olmaz bu. (bkz: doğaçlama)