iyi bir yazar yahut eski bir yazar. Severim kendisini... Ancak onu sevdiğim kadar hatta daha fazla sevdiğim biri varsa o da bir başka eski yazardır. (Adını vermeye lüzum yok o kendini bilir)
Artık sözlükteki muhabbetlerden sıkılmış bir yazar ayrıca. Eskisi kadar eğlenmemekte burada... Hem çok ama çok değer verdiği biriyle de sırf bu yer yüzünden tartışmak istemiyor. Onun buralarda dolaşmasının tek sebebi yaşadığı -yaşamak zorunda olduğu- ve zerre kadar sevemediği şehirden uzaklaşmak, kafa dağıtmak. Kendini anlayan kimse yok zira... Ancak öte yandan sevdiği insan onun buralarda olmasını istemiyor. Kendi de pek istemiyor gerçi...
Son zamanlarda üstünde müthiş bir baskı olan yazar aynı zamanda. Aslında o baskı gerçekte yok ama o bir kafesin içindeymiş gibi hissediyor. Ne yana dönse demir parmaklık, ayaklarında zincirler, kaçmak kolay değil... Morali bozuk, fazlaca duygusal, psikolojisi alt üst olmuş... iyi değil yalnızken. Onun iyi olmasını sağlayan tek bir insan var -iyi ki var-
Tüm gün yağan yağmurla başbaşa olan bir yazar. Bomboş sokaklarda yağmurun kokusuyla aylak aylak yürümüş bir süre. Yağmura aşık bir yazar o... Kimseyle paylaşamaz yağmuruyla başbaşa olduğu anları. Tek bir kişi o duvarı aşabilmiş. Tek aşkı yağmurken başkasına vermiş kalbini, birini diğerinden ayıramayacak kadar çok seviyor. -yağmura olan aşkından kat kat fazla ona olan aşkı-
Saf kalpli bir yazar. Hemen inanır her şeye. Sevdi mi tam sever -öyle derler- çok zayıf, rüzgar esse uçacak sanki... Onun o zayıf bedeninde çok güçlü bir ruh var -bunu sevdiği adam da söylüyor-
Şiirleri çok seven bir yazar o. Ancak edebiyat hakkında bildiği pek bir şey yok. Öğrenmek istiyor. En çok sevdiği şair elbette ona göre en iyi şair... En çok sevdiği şaire aşık... -fena kaptırmış kendini-
Her şeye, herkese rağmen insanları seven bir yazar o yahut eski yazar...