ustası öldükten sonra insan en azından hafif bir üzülür , bir kaç gün yağ ve bal satma işlemine ara verir ama yok, beyimiz ya da hanım kızımız alır eline mendili kıçını bir o yana bir bu yana sallayarak heyyo heyyo nidalarında ustam öldü yağ ve bal şirketleri bana kaldı diye çığırır.
biraz agatha christie okuyan biri bilir ki usta eceli ile ölmemiştir.
"yağ satarım bal satarım
ustam ölmüş ben satarım
ustamın kürkü sarıdır
satsam on beş liradır zambak zumbak don arkana iyi bak" diye bir versiyonunun da olduğu tekerlemeli oyundur. bu versiyonunda ustaya bir ihanet de söz konusudur. ölen ustanın ardında bir dolap döndürülmektedir. ustanın sarı kürkü el altında okutulmaya çalışılmaktadır. tabii, usta ölmüştür, ölenle ölünmez ama kürkünü de satma be evladım, bari bir fakire fukaraya ver.
bagrismalari ile ebeyi kovalamaya baslar. eger ebe olan cocuk, halkada bir bosluk bulup comelirse hemen, yeni ebe kovalayan cocuk olur. yok eger kovalayan cocuk ebeyi comelemeden yakalarsa, eski ebe bir tur daha ebelik yapar.
içinde garip bir hüzün barındıran tekerlememsi. ustası ölmüş ya, ona üzülüyorum. ama galiba o mutlu. ustasının işini ele geçirmiş, artık güç onda, kendi işinin patronu olmuş. vay hain...sana işin inceliklerini öğreten ustan değil miydi? biraz yasını tutsaydın bari hemen şarkı çığıracağına! bu açıdan bakınca çok acımasız.
insanı üzen oyun. oyundu. insanı derken küçücük çocuğu yani. sevmezdim bu oyunu üzülürdüm ben usta ölmüş diye hep.usta dediğim de böyle hafiften yaşlı, gri saçları birbirine girmiş, kirli sakallı bi adamdı ama sevecen bi adamdı.üzülürdüm işte öldüğüne.sonra çocuğa da acırdım hep yazık ustası ölmüş bütün işler ona kalmış küçük yaşında diye.başka tekerleme mi kalmamış lan, küçücük beni üzmüşsünüz o kadar?
ufakken çok fazla oynadığım ve bilinç altımın ağzına sıçmış büyüyünce bütün balları sattım diye arıların beni sokucağına inandığım bir oyundur ki bu gerçekleşmedi çok şükür o yüzden yeni nesilede tavsiyemdir fakat bu çağda oynamasalar daha iyi olur derim
'ustamın kökü sarıdır' diye söylediğim, şimdiye kadarda bu şekilde sandığım bu kök ne ola ki satınca 15 lira ediyor diye düşündüğüm şarkı. meğersem kürkmüş yeni aydınlandım.
halka olan çocukların arkasından dolaşan bir ebenin elindeki mendili halkada olan çocukların birinin arkasından koşması ve bunu farkeden halkadaki çocuğun mendili arkasına koyan ebeyi yakalamaya çalışması ile oynanan bir çocuk oyunu.
oynarken bile ustamın kim olduğunu bilmesemde hakkın rahmetine kavuşmuş olmasındna dolayı üzüntü duyduğum oyun. yaw şimdilerde çocuklar bizim gibi sokaklarda oynayamıyor. oynayan ya araba altında kalıyor ya sapıklar alıp kaçırıyor. o zamanlarda çocuk olduğumuz için şanslıymışız dedirtiyor bu dünya bize...