zaman'ın kalitesini ortaya koymuş, yaran reklamlar kategorisinde değerlendirilmesi gereken; basit olduğu kadar anlamsız reklam. deniliyor ki reklam olarak gerçekten sağlam ama yapan zaman olunca sıçılmış tabi. öyle de değil abi. vurucu reklam olması için gerçekten "vurması" gerekir; kendi pisliğini temizlemek için yalandan söylediğin "yaftalama birader" lafı senin reklamını vurucu yapamaz, hangi marka olursan ol.
ben böyle birşey görmedim hayatımda. konuştukça batmak böyle birşey olsa gerek. yapma zaman, gözünü seveyim adam gibi dur.
sadece reklam olarak etkileri düşünüldüğünde gayet vurucu, etkileyici ve ders alınması gereken bir reklam olduğu söylenebilir. ama işin içine reklam veren marka dahil olunca insan şöyle bir düşünüyor, yaftalama efendilerinden böyle bir reklam çıkması saçma ve bi o kadarda gereksiz diye. sanırım bu reklam zaman gazetesi için bir günah çıkarma reklamı olmuş...
ankara'nın pek çok meydanında reklam panolarını işgal eden zaman gazetesi reklamı. birisinde uzun saçlı eleman var alnında satanist yazıyor, bir başkasında sakallı bir tıp alnında yobaz yazıyor. düşünce güzel de bu düşüncenin kısa süre önce kendisine ideolojisi uğruna otosansür uygulamakta bir sakınca görmemiş, sağa sola beleş dağıtılarak trajım yüksek ayağına yatan, metallica konserine gidenlerin alayını aşağılayan köşe yazarına sahip bir kağıt yığınından çıkması ironik oluyor tabi.
şu köyden adam çıkmaz, aleviye kız verilmez, kürtler adam olmaz, solcular vatan hainidir, milliyetçiler faşist tir vs vs gibi yüzlerce önyargıya sahip bizler için çok yerinde bir reklam olmuş.
tanım : tarizli reklam. dileyen "tacizli" olarak da anlayabilir.
ben, bond çantası olan, ya da kasasında 2.5 milyon eurosu olan herkesi "hortumcu" olarak görmüyorum. ama aslında yaftayı yapıştırmam gerekiyormuş ve koşup bir zaman gazetesi alarak yanlışımı farketmem gerekiyormuş. çünkü zaman gazetesi yaftalamaya karşıymış.
ben bir otobüs şöförüne baktığımda "faşist" ya da "kıro" olarak görmüyorum. ama aslında öyle bakmam gerekiyormuş ve aslında öyle bakmamam gerektiğini zaman gazetesi okuyarak görmem gerekiyormuş.
elinde türk bayrağı ile meydana çıkanı "darbeci", askere allah'ın selamını vereni "militarist", siyah camlı arabada gezeni "mafya", okur-yazar insanları "vatan haini", tepki verdiği için anasını alıp gitmesi gerekenleri "anarşist" olarak görmem gerekiyormuş.
ama bunların hiçbirini yapmayan zaman gazetesi, bize gerçekleri öğretecekmiş.
teşekkürler zaman gazetesi. şimdi birbirine bu gözle bakmayanlar bile böyle bakacak, ama sen her zaman yanımızda olduğun ve gerçekleri gösterdiğin için kılavuzumuz, kahramanımız olacaksın.
eğer bir gün biri gelip bana "abi çelişmek ne demek ya?" veya "kendinle nasıl çelişebilirsin ki?" diye sorarsa direkt örnek olarak göstereceğim zaman gazetesi hedesi.
aslında başarılı bir kampanya, iyi düşünülmüş ve başarılı bir şekilde çekilmiş. ancak bunu yapan gazetenin ne olduğu belli özellikle içlerindeki bir yazarın(ali bulaç oluyor o) laik agnostik satanist müsveddeleri diye metallica konserine gidenleri yaftalaması bu reklamı da ayrıca ironik kılmıştır..
reklam icinde siklikla goze carpan "dinci" yaftasindan rahatsiz olmus guzel insanlarin yeni slogani.
kendi reklaminiz icinde akip giden "libos", "laikci", "demokrat", "dusman" yaftalarini kimin urettiginden, bu guzel sifatlari hangi kesimin kullandigindan bihabermis gibi boyle riyakar olmanizi, cocugu bile kandiramayacak bir sloganla goz boyama cabalarinizi takdir ediyorum hakikaten. ama dedim ya olmamis iste, celisik ifadelerle cikmissiniz karsimiza yine.
yine yediremediniz; yemedik.
siz yaftalamadan dusunurseniz belki birgun biz de oyle yapariz.
bu çağrıyı yapan gazeteye de ben aynı çağrıyı yapıyorum. hiç olmazsa iğneyi kendilerine batırsınlar, önüne gelen muhalifi, ergenokoncu, darbeci, ulusalcı diye yaftalamasınlar.