ne derdi var ne tasası
dört duvarın çerçevesi
ortasında sen
bende hicran yarası
kendimi içip bardakta
tutuşup sigaramda
alev alev toz duman yangın olurum
gece yarısı
kendine çalan saatler
kendi bekler acelem
nereye giderim ki
kime kapanır pencerem
kendine söner lambalar
kendi uyur uykular
sabaha kalmış gözlerim
yine de yalnız değilim
sen varsın
hasretin var
bize bizden kalan kahrolası acılar
sen varsın
yokluğun var
bize bizden kalan
kahrolası acılar
Ah akşamlar aşıkların efkardan örtüsü
Hasretlerin ömür törpüsü
Ta ezelden dinmedi bitmedi
Sevdaların garip öyküsü
Görmeye dur yar yüzünü
O an düşer gönül süngüsü
Sevmeye gör sende olursun o
O kapının dert süngüsü
Göz göre göre ah bile bile
Veriverdim be elimle
Gidiverdi de adı kaldı yadigar
lisedeyken öğlen arası gittiğimiz tavuk dönercinin hem patronu hem de işçisi babayiğit adam.
x-abi üç tane tavuk döner, hepsi bol soğansız..
yadigar abi- gelüüüyooorr
x-yadigar abi ırak a vurdu amerika ne olacak bunlarin hali ya?
yadigar abi- canınızı sıkmayın, et döner tavuk döner elbet bir gün hesap döner, sizinki kaç tavuk dönerdi?