arayıp da bulamadığım. herkesin kendine göre bir sebebi olabilir, kızların ilgisini çekmek, sözleri anlamak(*), hava atmak, yabancı dil öğrenmek (*) vs..
şimdi bir sürü özenti ipne genç var çevremde, gözlemlerim sonucu, tehditlerin de yardımıyla her bir şeylerini öğreniyorum. aklımı kurcalayan ortak noktaları yabancı müzik sevdaları. neden dinliyorsunuz sorusuna ise henüz mantıklı bir cevap almış değilim. tabi ki en mantıklı cevap "sana ne acaba efendim" dir -yüzüme karşı daha kabasını söyleyen yok-... ancak biraz açıklama yapayım;
gardaşlar, doğru yolu bulun, bırakın bu anlamadığınız, anlayıp da bi bokunuza yaramayan şu şarkıları.
adam "yabancı dilim var, anlıyorum ben" diyor mesela. sordum sözlerin anlamlarını, sokakta saklambaç oynarken söylediğimiz tekerlemelerden farkı yok çoğunun. hadi birkaçı anlamlı, ama daha kallavileri var türkçe şarkılarda... bir hakkı bulut, bir izzet yıldızhan, bir cankan, bir berdan mardini eder mi o ecnebiler!
bunun mantığı nedir? yoktur... amaç farklı olmak. adam olun biraz adam! azer bülbül var mis gibi.
bir kere insanın ilk önce, ama ilk önce kişisel zevklere saygı duymasını, sonra da neden müzik dinlenildiğini öğrenmesi gerek.
bu konuda her insanın farklı görüşleri vardır. kimi der ki sözlerindeki anlamlar için dinliyorum. ama birde bunu melodilerin akıcılığı ve, müziğin, müzikalitenin verdiği zevk için dinleyenler var. buna yabancı müzikte dahil, enstürmantal müzikte.
zaten müzik enstrümanlarla yapılır.* temel öge budur. sözler elbette önemli ama müziği müzik yapan, enstrümanlar ve onları uyumla kullanabilen insanların yaptığı şey. yani müzik. hatta bu görüşü savunanlar bazen mizahi bir dille "söz için dinliyorsan git şiir oku" derler. şahsi görüşümdür ki çoğu özgün, arabesk ve pop-slow şarkıların sözleri gerçekten çok anlamlıdır. ama kulağım gitar ve bateri sesine aşina olduğu için o tarzın kaliteli müziklerini dinlemek istiyorum. çoğu yabancı, çünkü henüz türk sanatcı ve gruplar gerçek kaliteyi yakalayabilmiş değil. yakalayanlar ise arşivimde zaten kendine yer buluyor...
ayrıca, (bkz: hiç slayer dinlememiş insan)
her şeyi dinleyin. ama önce dinleyin. önyargısız dinleyin. sonra karar verin. sevmeyin, ama lütfen çamur atmayın.
edit: beni eksilediğin için teşekkür ediyorum sayın yazar.
Hissedebilmek önemli bence. Çoğu Türkçe şarkıyı anlıyoruz da noluyor? Bir çoğu duygusuz, saçma, hiçbir mesaj içermeyen, tamamen para uğruna yapılmış şarkılar. Fakat birçok yabancı şarkı bana her dinlediğimde gerek enstrümanların kullanımıyla, gerek şarkıcının kalitesiyle "işte budur! " dedirtebiliyor. Ha çok güzel Türkçe şarkılar da yok mu, var tabi ki. Onları zaten birçoğumuz dinliyoruz, destekliyoruz.
örümcek kafalı insanların anlayamayacağı mantıktır. müzik dinlemek sadece sözleri anlamak değildir ki hem anlasan bile örneğin arabesk şarkı dinliyorsun ağlamıştan beter oluyorsun! müzik ruhun gıdasıdır efendim! müzik rahatlamak deşarj olmak için dinlenir. insan ister yabancı ister türkçe istediği şarkıyı dinler. yeter ki kulağına iyi gelsin.
müzik ; duygu, düşünce ve imgeleri teksesli ya da çoksesli olarak anlatma sanatıdır.müziğin belli kalıpları vardır ama müzikte kalıpsızlık düzensizlikte bir kalıptır, ne kadar kalıp olduğunu sen düşün. şimdi yazar arkadaşımız bu şekilde bir yorum girdiğine göre, popüler müzik veya türkü dinliyor, neden ?
çünkü bu tür şarkılardan haz alıyor, bu tür şarkılarla anılarına ulaşıyor bu şarkılarda hayallerine ulaşıyor kendi benliğine ulaşıyor.buraya kadar güzel ve gayet mantıklı ve normal. yabancı müziğe çamur atmasının sebebi ise dinlediği tarzlardaki özgünlük noksanlığı ve beynini 2 dörtlük bir nakarata ,kafa yormayacak basit sözlere ve 2-3 makama alıştırmış olmasıdır.e böyle olunca da diğer müzik türlerini sindiremeyip sinirlenmesi ve bu şekilde veryansın etmesi normal oluyor.müzik sözsüz olmaz gibi bir çakma kafa düşünceye sahip.müzik evrenseldir zırvalıklarına girmeyeceğim, evrensel olan beyinlerdir, beyinler evrensel yapıya alıştırılmış ise, her türlü müziği dinleyip sindirebilir.sözünü anlar müziğiyle birleştirip kafayı bulur yada sözünü anlamaz müziğin büyüsüne kapılıp gider.bunu ufkunu açmış gözünü yukarı kaldırmış insan yapar.herkes yapamaz, yapamayanlarda kendilerindeki bu özelliği hikmet sanmasın.
başarılı bir kaleci olduğu kadar büyük bir türk düşünürü olarak da adlandırılabilecek rüştü reçber in barcelona da forma giyerken bir basın toplantısında açıklık getirmiş olduğu mantıktır; şöyle ki;
--spoiler--
üç şeyin dili ortaktır; futbol, müzik, seks.
--spoiler--
böylece yabancı futbol liglerini takip etmek ve alman pornosu izlemenin mantığını da çözmüş olduk; neymiş, futbol,müzik,seks. hadi bakalım.
yabancı şarkıların evrensel olmasıdır. evrensel müzik, dili her ne olursa olsun dinleyene duyguyu verebilen müziktir. tabi her yabancı şarkı evrenselmidir? değildir. ancak türkçe şarkılara oranla yabancı şarkılar daha evrenseldir *
anlamadigi dilin muzigini dinleyemeyenler icin ciddi bir sorun gibi gorunur. ozenti gelir yanaci muzik dinleyenler. ancak muzik dinlemenin herhangi bir mantigi yoktur. cunku muzik dinlemek icin bir mantik aramaya gerek yoktur. Klasik muzik yabanci kulturde yaygindir ancak cogunun sozleri bile yoktur. Muzik dinlemenin verdigi etki vardir, rahatlik, enerji, mutluluk, uzuntu, heyecan... vardir. Herkesin kendine gore bir sebebi ve zevki var. bunu kafasina takan kisilerin yapmasi gereken seyler once kendisine sonra cevresine saygi duyup insanlari yargilamayi birakmasidir.
yabancı şarkı dinlemek terbiyesizliktir. Dinleyenlerin çükü düşser, kutuşları yırtılır. Bunları yaşamak isteyen insanın mallığndan geçer yabancı müzik dinlemenin mantığı.
sığ olmamak gerektiğini bilen insanların anlayabileceği mantıktır. neticede kimse, kendini birilerine beğendirmek için gerçek anlamda müzik dinlemez, dinleyemez. amaç kendini ıspat etmek ise, müzik dinlenmiyor, sadece duyuluyordur. bir de sözlükcüğüm, adı üstünde, müzik dinlemek. söz dinlemek değil. bittabi sözlerin kattığı anlamlar da derinlik veriyor ruha. fakat bunu anlamayan insanlar için günümüzde nice çeviri siteleri mevcut. üstelik illa sözlerin etkisinden bahsetmek gerekirse, her ne kadar anlaşılmayan dilde de olsa da sözler ruha gerektiği gibi tesir eder. metallica-nothing else matters dinleyen bir insan, duygusallaşıp ağlamaya başlarken, sarah brightman- free dinleyen bir insan kendini huzurlu hisseder. hangi dili konuşursa konuşsun.bir de;
yaktın, yıktın beni karasevdalım;belalım gibi sözlerden anlam çıkaracağıma intihar ederim diyenlerin dinlediği müziktir. ayrıca başlığı açan kişinin adanalı, kurtlar vadisi v. b dizileri de çok sevdiğini düşünmeme sebep olan başlıktır.
bazı insanlar müziğe ve müziğin matematiğine dikkat eder. müzik sadece sözler için olmasa gerek.
bundan yola çıkarak yabancı müzik dinlemek saçma değildir. zaten ülkemizde müzik pek gelişmiş değil.
gerçekten sağlam bişi dinlemek istiyosan türkiye'de pek alternatif bulamazsın.
tamamen subjektif, bana özel mantığımı paylaşmak isterim. bu mesaj tamamen tanım içerir, mantık denmiş size mantığı sunuyorum, belki denemek isteyen olur;
begin
for kayit in
( select a.sarki_id, a.kalite from muzik_arsiv a where (a.tur = 'rock' or a.tur = 'heavy_metal' or a.sanatci = 'Baris_Manco'))
loop
if kayit.kalite > 4 then
yourpackage.arsive_ekle(kayit.sarki_id)
end if;
end loop;
end;
not1: muzik_arsiv tablosunda şarkının dili vardır fakat where kriterimizde kullanmıyoruz.
not2: yine aynı tabloda yer alan kalite kolonunun puanlaması 10 üzerindendir, evet subjektif olabilir, doğal.
not3: şarkı türü benim tamamen şu anki kişisel tercihimden kaynaklanmaktadır.
not4: barış manço büyük sanatçıdır.
şarkı dinlemek ile aynı olan mantıktır. evet eski geyiktir "sayıyor mu, sövüyor mu anlamıyorum" demek. ama illa ki anlamak zorunda değilsin... eğer anlam istiyorsan da şiir icad edildi ve gayet de derin anlamlarla dolu şiirler var. işin garibi yabancı da değiller. hepsi bu topraklarda doğmuş, büyümüş falan ve filan. ahmed arif ile başlayabilirsin misal. kürttür kendisi esasen ama anadolu şiirinin şairi olabilecek bir ufka sahiptir. o kadar da yerli hani... anlamlı da işin garibi sayıyorsa da, sövüyorsa da yüzüne karşı. şiirde de öyle diyor hatta o derece "vurulsam, kaybolsam derim. çırılçıplak bir kavgada... erkekçe olsun isterim, dostluk da; düşmanlık da."