türkiye'de el üstünde tutulan öğretmen türüdür. kişisel gözlemlerime dayanarak söylemeliyim ki, iğrenç bir kırsal aksanla konuşanı da ülkemizde deli gibi para kazanır, zaten anadili olan ingilizce dışında bir bok bilmeyeni de... kimisiyle edebiyat hakkında konuşmaya kalkarsınız ve acı gerçek: ben kitap okumam der!* ama ingilizce dersi veriyordur ve sizin ülkeniz olduğunu sandığınız yerde en az 3000 tl maaş alır. siz ise adorno - benjamin tartışması hakkında makale yazacak düzeydesinizdir ve o gerizekalı yabancı öğretmenlerden her alanda fersah fersah ileridesinizdir ama 600 lira için teşekkür etmediğiniz kalır ve zaten başka bir yere iş başvurusunda bulunduğunuzda size böcek gibi bakan yöneticilerin torpille yükselmesine mani olunmayan ülkenize bir lanet daha okursunuz.
(bkz: ne mutlu türküm diyene)
almakta olduğum mat230 dersine girmekte ve tarafımdan faşistlikle karşılanmış hocadır da kendileri.
girdi derse, hail dedi, tavrımı koymalıydım gavura. cevap vermedim, cevap vermediğimi görmedi zaten o da.
başladı anlatmaya dersi. ingilizcesi akıcıydı, abdli idi kendisi ve ana dili gibi ingilizce konuşuyordu adeta. görseniz ingiliz dersiniz.
sünnetsizden ders dinlemem ben dedim, dinlemedim, çıktım dersten. sonra arkadaşlar geldi. naber dedi? kötü dedim. gavurla atıştık. atışmamıştık esasında, sadece milletin ona cephe almasını istiyordum. ne oldu dediler, ne dedi dediler.
sordular böyle işte.
anama küfretti dedim, dinime küfretti. ne dedi dediler tam olarak. fuck you dedi dedim.
e annene olduğunu nasıl anladın dediler. hissettim dedim, o sünnetsize mi inanacaksınız bana mı dedim. inandılar hemen derse girdiler, sanırım adamı dövdüler.
ülkemizdeki yabancı öğretmenler içinde en şanssız olanlarıda alt kurdaki hazırlık sınıflarına giren hocalardır.öğrenciyle anlaşmak gerçekten büyük bir yetenek gerektirir.
