yerli dizilerdeki klişelerden bıkmış ( zengin ağa-fakir kız, tavuk öldürmek gibi adam öldürmek, holdingler-lüks yaşam ) sınıftır. ayrıca lost'u izlemedim ama izleyenlerin senaristlere baya bir yağladığını biliyorum.
kime göre, neye göre dedirten tespittir. genelleme yapacağım, kategorize edeceğim diye insanları gruplar halinde çatılar altına sokmaya çalışmanın bir başka örneği. mükemmel türk dizileri çekiliyormuş da, ibnelik üniversite gençliğindeymiş gibi bir bakış açısı oluşturuluyor. kurtlar vadisi izleyenin faşist, hatırla sevgili izleyenin devrimci, kalp gözü falan izleyenin allah-u ekber tayfasından dinci olduğu bir gazla yaşıyor insanlar. ülkemizde sinema filmleri bile tost + çay parasına çekiliyorken, satır aralarında sikip attığınız lost'un sadece ilk bölümü 14 milyon dolar. sevmeyebilirsiniz ama hakkında bir şey bilmediğiniz başyapıtları ağzınıza sakız ederken biraz dikkatli olmak gerekir.
Hüzünlenmiş, aşk acısı çeken Türk delikanlısının 5 dk boyunca uzalara baktığı dizileri izlemekten sıkılmış sınıftır. Pek de haksız sayılmayan sınıftır. Çünkü Türk dizileri ile aralarında dağlar kadar fark vardır. Çünkü adamlar 45 dakika soluk soluğa geçen dizler çekerken, güzel yurdumda herbiri birbuçuk saatten oluşan ve bu bir buçuk saatin büyük kısmı zoraki doldurma sahnelerle geçen diziler çekilmektedir. Türk dizilerinin kalitesizliğinden sıkılmış ve alternatif arayan, kaliteden anlayan sınıftır. Özentilikle alakası yoktur.
gel de flashforward, how i met your mother, fringe gibi dizileri türk dizileriyle karşılaştır, sonra da izleyenleri mal yap... izlemeyenler çok fena kaçırıyor hacı malsam malım, izlemeyen benden daha mal. dizidir belki ama * orda takılmaya yeğlerim bu dizileri... çok pis özentiyim, hayatımdan memnunum...
izleriz tabi lan ne izlicez kurtlar vadisimi? amq adam 24'ün bölümü başina bilmem kaç milyon dolar harciyor prison break'te bi bölümde 1o araba patlatiyor, ghost'u yazacam diye götünden ne entrikalar uyduruyor vay bee diyosun şu şartlarda bu başliği yazan arkadaşin tipini çok merak ediyorum (bkz: feysbukun var mı?)
arka sokaklar, vadi, ezel vs.'de buram buram bunalıp; married with children, prison break, how i met your mother gibi dizileri peşpeşe birkaç bölüm izleyebiliyorsam bu zevkle alakalıdır. ne zamandan beri zevk meselesi özentilik meselesi oluyor? ayrıca senin ulusal kanalların bu dizilerin aynılarını çekmiyor mu?
"türk dizilerini güzel yaptılarda izlemedik mi ?" diyen sınıftır. haklıdırlar. haklı olmalarının nedeni ise yabancı dizilerin her bir bölümü sinema filmi tadındadır. fakat bizim tür dizileri hep aynıdır. örneğin : aşk ve acı tarzı dizilerin hepsinin nerdeyse birbiri ile aynı olması durumudur.
yazarın tespit sıçmasına örnek gösterilebilecek bir başlık.
her insanın kendine ait bir zevki vardır. kimi elmadan hoşlanır kimi ise armuttan, buna kimse karışamaz. en başta burada anlaşalım. sana gelince heyecanlı dostum, öyle tespit sıçmakla olmuyor bu işler. sen her yabancı dizi izleyen insana özenti yaftasını yapıştırıyorsun şu anda. belli ki kanal listende ne tnt var ne cnbc-e ne de e2*. sen yabancı diziden hoşlanmayabilirsin, az önce söylediğim kanalları da hayatında hiç izlememiş de olabilirsin, ona kimse bir şey demez. ama bu yaptığın aynen bir hayvanın 'ben düşünemiyorum. bu yüzden bütün düşünenler orospu çoçuğudur.' demesine benziyor. hele bir otur soluklan yeğenim. sen doğruların insanı mısın ki senin yapmadığın tu kaka olsun. egoizm delisi olmaya gerek yok bu kadar.
Açıkçası bu sınıfın farkında bile değilim. Sorun bu sınıftakilerde veya diğerlerinde değil. insanları sınıf sınıf görebilenlerin o çok gelişmiş (!) beyinlerinde. Ne olmuş Türk dizilerini beğenmiyorsa? Ben de beğenmiyorum. "Ne kadan da komik" gibi bir harflik espriye gülemiyorum. Gülmek, izlemek zorunda da değilim, kimse değil!
Tüm hayatını televizyona adamış ve izlenen dizilerden sınıf ayrımı yapabilen zihniyetler oldukça, bu insanlık isterse protonu zamanın ötesine yollasın, bir karış ileri gidemez...
izleyecek daha zekice kurgulanmış, daha estetik, daha büyük oyunculukların sergilendiği yerli dizi bulamadığı için, manken bozmalarının oynadığı sümüklü dizilerin yerine prison break gibi, lost gibi, stargate gibi, spartacus..vb. dizileri izlemeyi tercih eden sınıftır. Bu durumu özenti olarak algılayan sınıf,yıllarca ingilizce okumuş ama öğrenememiş, alt yazı okumaktan sıkılan, kolaya ve hazıra alışmış, mafya olmaya ya da orospuların hikayesine merak salmış kişidir.
yerli dizilerin hepsinin aynı olduğunu fark eden, farklı dizi izlemenin amacının faklı senaryo ve kurgu görmek olduğunu bilen insandır. Yabancı dizileri izleyip bir bok anlamayan * kişilerce "özenti" olarak adlandırılırlar ama onlar türk dizilerini çözmüşlerdir. Ya bir delikanlı çıkıp bütün dünyaya kafa tutuyor ve tek başına herkesi s*kiyordur, ya da yakışıklının biri bir ona bir buna atlıyordur. Diziler hep aynıdır, sadece isimleri değişir.
Tanım 2: Yeniliğe kafası basmayan insanın kendini haklı çıkarma çabasıdır.
yerli dizi izleyince varoş derler, yabancı izleyince özenti derler, herkes her şeye bir şey diyor, millet de ne yapacağını şaşırdı arkadaş. isteyen istediğini izler.