yanlış konuşacağını zannedip küçük düşme korkusudur. bir bilseler anadolunun bağrından kopup gelen yurdum insanının nasıl çatır çatır konuştuğunu bülbül olurlar vesselam.
garson- vat yu it matmazel?
turist- beef straganof
g- drink?
t- bacardi cola please
g- ay em no bakardi leydi. **
film, müzik, ordan burdan öğrenilmiş dili konuşamamak bir yana, bir de dil öğrenmeye 4 yılını verip üniversite mezunu olanlar da, konuşmada büyük sıkıntılar çekmektedir. bu durum, türkiye'deki eğitim sisteminden kaynaklanmaktadır. genelde çocukları, pratik yapımına çok az zaman ayırıp,yazılı sisteme göre çalıştırılıyorlar. oysa kişi, 1 aylığına bile yurt dışına gitse sular seller gibi konuşarak gelir.
ülkenin birine giriş için havaalanında pasaport ve vize sırasındasınızdır, 20 dk lık bekleyişin ardından nihayet sıra size gelmiştir. samimiyetsiz bir gülümsemeyi yüzünüze yerleştirirsiniz ve görevliyle konusmaya baslarsınız.*
görevli-why did you receive a visa refusal? explaine it please.
a- my agenta did't give my document..*
görevli: you can't explain it.i need to check your documents. *
der ve asık olan suratı daha da asılır. belgeleri alır içeri gider 20 dk boyunca pasaport,vs incelenir.
geri gelir,belgeleri verir.ülkeye hosgeldiniz der.*
dili anlamanın kesinlikle yetmediği, kıvransanız da derdinizi anlatamadıgınız durumlar bazen cok can sıkıcı olabilir.